NAZAR İÇİN TEMİME

   TEMİME: Nazar değmesin diye takılan nazarlık, muska ve tılsım gibi şeylere temime denir.
   Nazar ve etkileri inkar edilmez bir gerçektir. Bazı insanların çok beğendikleri insanlara veya mallara, bakışlarıyla ve sözleriyle zarar verdikleri tarih boyunca görülmüş bir gerçektir. Günlük hayatımızda, durup dururken bardağımızın kırıldığına, vazomuzun veya aynamızın çatladığına, yeni aldığımız ve üzerine titrediğimiz bir eşyanın durup dururken bozulduğuna şahit olmuşuzdur. Kendimizi çok sıhhatli ve zinde hissettiğiniz bir anımızda birdenbire halsizleşip, sebepsiz bir yere hastalandığınız olmuştur. Köy yerlerinde, gösterişli bir atın nazar isabet etmesiyle çatladığına dair halk arasında çeşitli olaylar anlatılır.
   Günümüzde bir çok Müslüman kendisine isabet edebilecek nazara karşı bir çok yollara başvurmakta ve şirk’e düşmektedir.
   Korunma tedbirleri olarak çocuklara, at, dana, inek, ev, dükkan, otomobil vb. gibi eşyaya nazar boncuğu, at nalı, üzerlik otundan yapılan kolyeler takılmakta özellikle çocuklara kurt, ayı, kartal, leylek gibi hayvanların diş, tırnak ve kemiklerinden yapılan nazarlıklar takılmaktadır. Böylece nazarın isabetinden korunulacağına inanılmaktadır. Nazar isabetinden kurtulmak için nazar muskaları takılmakta, kurşun veya mum döktürülmekte, nefesi keskin hocalara okutulmaktadır. Bazı yörelerimizde de “tuz çatılmakta”, “un yakılmakta” , “üzerlik otu” yakılarak dumanı ile tütsülenilmektedir.
  İslam toplumu içerisine giren bu hastalık çığırından çıkarak önem teşkil edecek şekilde yerleşmiş ve insanların bilmeden şirk’e düşmelerine neden olmuştur. İnsanlar nazar değmemesi, belaların def olması ve kendisine isabet edecek musibetlere karşı geleceğini düşünerek kendisine temime gibi sığıntılar aramaktadır. Temime’nin çocuklara, hayvanlara, evlere, arabalara vs. eşyaya gelebilecek zararlara karşı kalkan olacağına inanılmaktadır. Bu nedenle nazarın isabetinden ve etkisinden korunmak üzere insanlar olmadık tedbirlere başvurmaktadırlar.
   Hadisi şerifte Peygamberimiz (s.a.v.) : “(Nazar değmesin diye) Kim bir temime takarsa Allah o kimsenin muradını tamam etmesin. Temime takan bir kimseye Allah bir menfaat vermesin.” buyurmuştur. [1]   
    Nazar hakkında Peygambere (s.a.v.) haset ederek, ona göz değdirmeye çalışanların olduğunu haber veren Kalem Suresi’nin 51. Ayet’inde şöyle buyruluyor:
وَاِنْ يَكَادُ الَّذينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌ
   “… İnkar edenler Kur’ân’ı dinlediklerinde, neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi” [2]
وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ
      “Halbuki o (Kur’an), âlemler için ancak bir öğüttür.”
     Hz. Aişe (R.A.)’nin naklettiği bir hadis-i şerifte de Hz. Peygamber (s.a.v.) “Nazardan Allah’a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır.”[3] buyurmuştur.
     Resulullah (S.A.V)’ın nazar değmesine karşı, “Ayetü’l Kürsr ile ihlâs ve Muavvizeteyn (yani Felak ve Nas) Sûrelerini okumuş ve ashabına da bunları okumalarını tavsiye etmiştir. [4]
قُلْ لَنْ يُصيبَنَا اِلاَّ مَا كَتَبَ اللّهُ لَنَا هُوَ مَوْلينَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
   De ki: “Allah bizim hakkımızda ne takdir etmiş, ne yazmışsa başımıza ancak o gelir. Mevlâmız, sahibimiz o’dur. Onun için müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler.”[5]
   Tevekkül etmek öyle bir imandır ki; onu elde eden bir mü’min her türlü davranışında, başına gelebilecek her türlü musibette ve her türlü acı karşısında Rabbine güvenir, ondan sabır diler ve bilir ki, Rabbi dilemedikçe ona hiçbir kimse zarar veremez ve yine o dilemedikçe hiçbir kimse de ona fayda veremez. Tevekkül etmeyi hayatına tam olarak yerleştiren bir mü’min ancak Rabbinden korkar, ancak ona sığınır ve bütün isteklerini ancak ona arz eder. Tevekkül bu dünyadaki bütün acıların, sıkıntıların ve korkuların yegane ilacıdır. Bir dalın yaprağının dalından düşmesi, bir yağmur tanesinin düştüğü yer, bütün canlıları oluşturan trilyonlarca hücreler ve hücreleri oluşturan atomların her türlü hareketi ancak o’nun dilemesiyledir.
    O halde bu kadar kudret ve azamet sahibi olan yüce Rabbimizin dilemesi olmadan hiçbir güç zarar veremez. Kaldı ki, onlarında hücrelerini Allah (c.c.) yaratmaktadır.
   Şayet bir musibet isabet ediyorsa, ya yaptığımız bir hata nedeniyle yada imtihan gereğidir.
   Nazar isabet eden bir insan şifasını ancak Kur’an ve sünnet eczanesinde aramalıdır. Bunun dışındaki ilaçlar faydası olmadığı gibi şirk’e sokup, helak eder.
    NAZARDAN KORUNMAK
   1-Muavezeteyn (felak ve nas) sureleri okunabilir. Zira Peygamberimiz iki kul euzüyü okuyup buyurdu ki: (Bu iki sure ile [belalardan, nazardan] korunun! Hiç kimse, bu iki sure ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz.)[6]
   2-Fatiha, Âyet-el kürsi ,Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleri] 7şer defa okunup hastaya üflenirse, büyü, nazar ve her dert için iyi gelir. Bir hadisi şerifte de,(Fatiha ile Âyet-el kürsiyi okuyana, o gün nazar değmez) buyuruldu. [7]
   3- İslam bilginleri Kalem suresinin 51 ve 52. ayetlerinin okunması gerektiğine dair rivayetleride bildirmektedirler. Bu konuda ayrıca İmam Nevevi’nin Ezkar isimli eserine de bakılırsa yeterince bilgi edinilebilir.
 .
 Ebu Muhammed Mus’ab KÖYLÜOĞLU
.

[1] (Ahmed)
[2] Kalem 51
[3] İbn Mace- 2/1159 hadis no 3508
[4] Tecridi sarih 12/90
[5] Tevbe 9/51
[6] Ebu Davud
[7] Deylemi
Bu yazı daha önce counter kişi tarafından okundu.

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen Müslümana yakışmayan küfür içerikli yorumlar yapmayınız.