TEK TARAFLI SİLAZSIZLANMA


 Dünya silah teknolojisinin en üst seviyede olduğu bu dönemde gündemi silahsızlanma ve terörle mücadele oluşturmaktadır. Bu mücadelede bazı ülkeler Dünyanın jandarmalığına soyunarak bazı ülke ve örgütleri terörist, kendilerini de Dünyanın kurtarıcısı olarak ilan etmektedir.
    Silah teknolojisinin en büyük üreticileri ABD’de bulunmakta ve bir çok ülkeye silah satmaktadır. Bu silah üreticileri silah üretirken ne insanı, ne dünyanın geleceğine verilen zararı, ne mahlukata verilen zararı hiç düşünmemektedir. Teknoloji o kadar ilerlemiştir ki; insanoğluna dünyayı yaşanmaz bir hale getirmiştir.
    Silah fabrikalarının büyük bir bölümüne Yahudiler sahip olmakta ve ABD’nin siyaseti üzerinde çok büyük bir etkisi bulunmaktadır. Bu Yahudi lobisinin onayını almayan hiçbir başkan adayı kazanamaz ve onların istemediği politikaları uygulamaya koyamaz. Bu silah tüccarları, ne zaman ki silah stokları doldu o zaman bu stokları eritmekte hiçbir güçlük çekmemektedir. Çünkü bu lobi Amerikan siyasetini yönlendirdiği gibi bir çok ülkenin de siyasetini politika ve medya alanında koydukları kuklaları ve gerektiği zaman da ajanları ile yönlendirmektedir. Kullandıkları ajanları, taşeron örgütler ve sözde İslamcı örgütlere terör saldırıları yaptırarak ülkeleri karıştırmaktadır. Dünya üzerinde silah ve ekonomik gücü elinde bulunduran ABD terörist ilan ettiği ülke ve örgütlerin büyük bir çoğunluğunu kendisi yönettiği ve silahlandırdığı halde sanki bütün bunları yapan kendisi değilmiş gibi bir de çıkmış silahsızlanmaktan ve terörü yok etmekten bahsetmektedir. Dünyanın fakirlik ve terör sebebi olan Amerika olayları başlatıp körüklemekte, kilometrelerce uzaktan gelip müdahale etme hakkını kendinde görmekte ve bu sırada her türlü silahı kullanarak yakıp, yıkmakta, yaşadığımız coğrafyayı kana ve acılara bulamaktadır.
    Yahudiler kendilerince vaat edilmiş topraklar olarak kabul ettikleri orta doğunun ele geçirilmesi hedefinin ilk tohumunu 1948 de kurdukları devletle atmışlardır. Bu devlet vaat edilmiş toprakların henüz çok küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Geri kalan toprakların ele geçirilmesi önündeki engeller olan orta doğu ülkeleri silahsızlanma ve terörle mücadele bahaneleriyle yavaş, yavaş etkisiz hale getirilerek bir gün ortadan kaldırılacaktır.
    Silahsızlanma dayatması yapan ülkeler orta doğunun en silahlı ülkesi olan ve bu gücü kullanmada ne Birleşmiş Milletler,ne NATO, ne de Avrupa birliği hiçbirini tanımayan İsrail’e hiçbir şekilde askeri müdahalede bulunmamakta, hiçbir silahını da denetlememektedir. Hal bu ki her birinin başında kuklaların bulunduğu sömürge orta doğu devletleri ile İsrail arasında silahlanma bakımından büyük bir güç farkı vardır. Bu devletlerin hepsini toplayın; İsrail’in bir tek nükleer gücü ile başa çıkamayacak durumdadır. Bu durumu çok iyi bildikleri halde silahsızlanma zorlamaları hep Müslümanlara karşı yapılmaktadır. Tabi buradaki gayeyi anlamak için çok zeki olmaya gerek yok.Çünkü gayet açık ve net bir şekilde anlaşılıyor ki; gaye ekonomik ve ahlaki işgalden sonra silahsızlandırılarak Müslümanların zayıflatılması ile Evangelist Hıristiyanların ve Yahudilerin hedefleri önündeki engelleri kaldırmaktır.
    Bu nedenle Müslümanlar bir an önce uyanmalı, bu oyuna gelmemeli ve kendilerini savunacak en son teknoloji ile silahları üretmeyi öğrenmelidir. Çünkü bir gün terörist ilan edilmek ve “kitle imha silahı bulunduruyor” suçlamasıyla karşılaşmak uzak bir ihtimal olmayacaktır. Şayet bu oyuna gelinecek olursa; bir gün gelir kapımızı düşman askeri çalar ve kafamıza çuvalı geçirir. Hatta elini kolunu sallayarak Kabe’yi işgale kalkışırda biz kadınlar gibi ağlamaktan başka bir şey yapamayız.
.
Mus’ab KÖYLÜOĞLU

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen Müslümana yakışmayan küfür içerikli yorumlar yapmayınız.