ELEŞTİRİ İLE HAKARETİN FARKI

 
Birinin eleştirilmesi ile ona hakaret edilmesi çok farklı şeylerdir. Eleştiri yapılan işteki eksikleri ya da yanlışlıkları ilmen ortaya koyarak usulü dairesinde izahatlar yapmak farklıdır. Söz konusu işe sebep olan kişinin şahsına çeşitli sıfatlandırmalar yapmak farklıdır. Şeyhlerinin de bir insan olduğunu ve onların da hata yapabileceğini söyleyenler, şeyhlerine yapılan en küçük bir eleştiriye şiddetle karşı çıkarak o hatanın asla şeyhlerine nispet edilmesini istemezler. Şeyhin söyledikleri onlar için asla muhalefet edilmeyecek bir emirdir. Çok kere şahit olmuşumdur ki; Kuran ve sünnete ters nice işler şeyh yaptığı için bir hikmeti vardır diye caiz görülmüştür. Eleştiride bulunduğum insanların cahil fanatik taraftarları Kuran ve sünnetten apaçık ortaya koyduğum delilleri arkalarına atarak şeyhlerini savunmaya geçmiş ve beni sapıklıkla, hakaret etmekle tarikat düşmanı olmakla suçlamıştır. Oysa ne tarikatın ne de insanların şahsıyla bizim bir alıp, veremediğimiz yok. Bizim derdimiz dinimizi doğru anlayıp, doğru yaşamaya çalışmak ve dinimize bulaşan yanlışlıklardan uzaklaşmaktır. Biz insanları hep buna çağırdık.
   Bazı zatların eserleri hakkında yaptığım eleştirilere şiddetle karşı çıkan ve yıllarca insanlara önderlik yapmış bir hoca efendinin ortaya koyduğum deliller karşısında söyleyecek bir söz bulamaması insanların bir takım eserleri ve alimleri ne kadar bilgisizce yücelttiklerini ortaya koymaktadır. Yüceltmelerde bulunan insanlara, meşhur olmuş ve büyük evliya olarak bilinen bir takım zatların kitabını hiç okudun mu diye sorduğumuzda ise okumadım ama çok büyük bir evliya olarak biliyorum demesi de başka bir hastalığımızı ortaya koymaktadır. Yani birileri büyük bir alim, büyük bir evliya diyor ve onlar hakkında bir takım uydurma hikayeler anlatıyor. Ve insanlarda yeterince bilmedikleri bu insanları gün geçtikçe daha da yüceltmeye devam ediyor. Onlara inanmak, onların görüşlerini nerdeyse amentünün esaslarındanmış gibi kabul etmek gerekiyor. Onların eleştirisini yapmayı bırakın, bunu söz konusu dahi yaptığınız anda sizin helak olmanız artık kaçınılmaz olmuştur. Yakında Allah’ın sizi cezalandıracağı ve ateşle oynadığınız için bir gün ateşin sizi yakacağı gönüllü fanatik savunucular tarafından size hep hatırlatılır. Bundan sonra başınıza bir bela gelmesi, ağzınızın, burnunuzun yamulması veya başınıza bir felaket gelmesi beklenir. Başınıza bir musibet geldiği zaman da Allah’ın cezalandırdığı, saadatın kılıcının kestiği, mübareğe ya da evliyaya dil uzattığınız için cezalandırıldığınız yakıştırılması yapılır. Bu cahillerin din anlayışı işte böyle saçmalıklarla şekillenir.
 
 
MUSAB KÖYLÜOĞLU

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen Müslümana yakışmayan küfür içerikli yorumlar yapmayınız.