VAHHABİLİK NEDİR?


Vahhabilik nedir?

Muhammed b. Abdilvehhâb hicrî 1115 (m. 1703) yılında doğdu. Genel olarak 18. Asrın başlarında Arabistan'ın Necd bölgesi Teym kabilesine mensup Muhammed ibn Abdülvehhâb ismindeki zatın itikâdî düşüncelerini savunanlara bu isimlendirme yapılır. Vahhabilik diye biz mezheb kurulmuş değildir. Muhammed Bin Abdulvehhab Kuran ve sünnet ölçülerinde fikirleri olan ve bunu savunan biriydi.

Özellikle Türkiye de onun İngiliz ajanı olduğu hakkında iftiralar atılmaktadır. Oysa bu iddia iftiradan başka bir şey değildir.

Muhammed bin Abdulvehhab (r.h) "nevakizul İslam" adlı risalesinde şöyle der: "Müslüman’ın tekfir edildiği, İslam'ı bozan hallerden sekizincisi; Müslümanlara karşı müşriklere yardım etmek ve onlara destek olmaktır. Zira Allahu Tealâ şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır." (Maide 5/51)

O hep kuran ve sünnet ölçülerine göre yaşamaya çalışan biriydi. Ancak yaşadığı dönemde tarikatlerin etkisinde olan Osmanlı yönetimi zamanın şeyhu’l İslam’larının fetvalarıyla karşı çıkıldı. Ve ona bir çok iftiralar atılmıştır.

“Muhammed b. Abdulvehhab Hicri 1158 (m. 1745) yılından, 1206’da (m. 1791) vefat edene kadar cihad ve davetle meşgul oldu. Cihad ve çağrı yaklaşık 50 yıl boyunca hak için cenk, cidal, Allah ve Rasûlünün buyurduğunu izah, dine davet ve Allah Rasûlünün getirdiklerini aktarmakla devam etti.  Allah Teâlâ’nın emir buyurduğu gibi ma’rûfu emretti, munkerden nehyetti. Artık şehirlerde, köylerde, yollarda, badiyelerde emniyet hakim oldu. Badiyeliler hadlerini bildiler ve Allah’ın dinine girip hakkı kabul ettiler. Üstad bunların arasında daveti yaydı ve onlara rehberler, sahra ve badiyelere de davetçiler gönderdi. Beldelere ve köylere de hocalar, eğiticiler ve kadılar gönderdi. Bu büyük hayır ve apaçık hidayet tüm Necd bölgesini kapladı, hak yayıldı, Allah’ın dini hakim oldu.

Özetlersek, Üstad Muhammed b. AbdulVehhâb Allah’ın dinini ilan, insanları Allah’ı tevhîde irşad, dine katılan hurafe ve bidatları reddetmek için kıyam etti. Ve yine insanları hakka tabi olmaya mecbur etmek, batıldan men etmek, ma’rûfu emretmek, münkerden nehyetmek için kıyam etti. Onun davetinin özeti işte budur.

O akidede selef-i sâlihînin yolu üzeredir. Allah’a, isimlerine, sıfatlarına, meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına, ahiret gününe, hayrı ve şerriyle kadere inanan birisidir. O tevhîd üzere Allah’a inanmada, ibadeti Allah’a has kılmada, zatına yakışır şekilde O’nun isimlerine ve sıfatlarına inanmada Islam imamlarının yolu üzeredir. Allah’ın sıfatlarını iptal etmez, O’nu mahlukatına benzetmez. Ölümden sonra dirilip kalkmaya, cezaya, hesaba, cennete-cehenneme ve diğer şeylere imanda da böyledir. Iman hususunda selefin düşündüğü gibi düşünür: Iman söz ve amelden müteşekkildir, artar ve eksilir, taatla artar, masiyetle azalır der. Bunların hepsi onun inandıkları şeylerdendir. O hem söz, hem de fiil olarak selefin yolu ve itikadı üzere idi. Onların yolundan kesinlikle ayrılmamıştır. Bu konularda bir mezhep veya bir ekole bağlı kalmamıştır. Sahabe ve onlara hakkıyla tabi olan selef-i sâlihînin yolundan gitmiştir.” (bknz. AbdulAziz bin Baz, Muhammed bin AbdulVehhab, daveti ve hayati)

Onun söyledikleri ve savundukları Kuran ve sünnetten başka bir şey değildi. Bu yüzden aynı şeyleri söyleyen herkese Vahhabi damgası vuruldu. Oysa Muhammed b. Abdulvehhab’da selefin yolu ve itikadı üzere idi. Yani Vahhabilik bir mezheb değildir. Aslolan mezheb selefin yolu ve itikadı üzere gitmektir.


Musab Köylüoğlu
Bu yazı daha önce counter kişi tarafından okundu.

1 yorum:

sizi ve sitenizi şöyle bir inceledim ama. MAALESEF "Vahhabiler kendi mezheplerinden olmayanların gerçek Müslüman olmadığını kabul eder" eğer bu doğruysa asıl bu inannışa inanan müslüman olamaz...

Adsız
11 Ocak 2014 21:23 comment-delete

Yorum Gönder

Lütfen Müslümana yakışmayan küfür içerikli yorumlar yapmayınız.