"Ümmetimin ihtilafı rahmettir" Sözü hadis mi?
"Ümmetimin ihtilafı rahmettir"
Bunun aslı yoktur.
Acluni (Keşfu’l-Hafa ,64), el-Münavi (Feyzü’l-Kadir,
1/210-212), Beyhaki (er-Risaletu'l-Eş'ariyye), Nasr el-Makdisi (el-Hücce) hep
senedsiz olarak nakletmiştir.
Suyuti Camiu’s-Sağir’de
şöyle demiştir: "Bu hadisi Nasr el-Makdisi, el-Hücce’sinde ve Beyhaki Risaletü’l-Eşari’sinde
senetsiz olarak zikretmiştir.
Beyhakî, İmam el-Eş'arî'yi müdafaa maksadıyla
kaleme aldığı er-Risâletu'l-Eş'ariyye'sinde [İbn Asâkir, Tebyînu Kezibi'l-Mufterî,
100 vd.] bu hadisi senetsiz olarak nakletmiştir. (İbn Asâkir, Tebyînu
Kezibi'l-Müfterî, 106)
Muhaddisler bu rivayetin senedini bulmak
için çokça gayret sarf etmelerine rağmen bunda muvaffak olamamışlar. es-Subki
şöyle der: «Muhaddislerce bu rivayet bilinmemektedir, ben rivayetin ne
sahih ne zayıf ne de uydurma bir senedini bulamadım.»
Ayrıca rivayet, manâ olarak da, muhakkik alimler tarafından münker
görülmüştür. İbn Hazm şöyle der; « Bu söylenen en kötü sözlerdendir,
çünkü eğer ihtilaf rahmet olursa o zaman ittifak ta gazab olur. Hiç bir
Müslüman da bunu söylemez. Çünkü ya ittifak ya da ihtilaf veya rahmet ya da
gazab vardır.» ( İhkâm 5/64)
Bu rivayetin kötü izlerinden birisi de, bir
çok müslümanın aslı olmayan bu hadis sebebiyle, dört mezheb arasındaki şiddetli
ihtilafları kabul etmesidir. İhtilafa düştükleri konularda Kur’an ve sahih
sünnet’e katiyen dönme çabasında bulunmazlar. Aslında imamları (Allah onlardan
razı olsun), onlara Kur’an ve sahih sünnete dönmelerini emretmişlerdir.
Ancak mukallidler dört mezhebi çeşitli şeriatlar şeklinde görmekteler. Böylece
şeriat’a zıtlık nisbet etmiş olmaktalar! Bu durum bu tür ihtilafların
Allah’tan olmadığını gösteren en büyük delildir. Allah’ın;
(Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok ihtilâf
(tutarsızlık) bulurlardı.) (Nisa 82) ayetini düşünselerdi bu tutarsızlığın, bu
çelişkinin Allah’tan olmadığını anlarlardı. Sonra nasıl olurda mezheblerin
aralarındaki birbirlerine zıt ihtilaflar uyulan bir şeriat ve indirilen
bir rahmet olabilir?! Aslı olmayan bu hadis sebebiyle müslümanlar, dört mezheb
imamından sonra günümüze kadar, bir çok itikadî ve amelî meselelerde ihtilaf
etmeye devam etmişler. Eğer onlar, bir çok Kur’an ayetinin ve hadislerin
kötülediği ve İbn Mesud’un da şer olarak vasfettiği ihtilafı kötü görselerdi
elbette ittifaka koşarlar, çoğu konularda da doğruyu yanlıştan, hakkı da
batıldan ayırırlardı. Sonra da aralarında olabilecek bazı ihtilaflardan dolayıda
birbirlerini mazûr görürlerdi. Ancak niçin uğraşsınlar ki, zaten onlar
ihtilafın rahmet, mezhebleride bu ihtilaflı haliyle çeşitli şeriatler
olduğunu görmekteler?!
Muhammed Nasuruddin el-Elbani de şöyle
demişdir: Bu hadisin aslı yoktur. ibni Hazm’dan nakledildiğine göre, o bu
hadis batıl ve mekzubtur, demiştir (Elbani, Silsiletu’l-ahadisu’d-daife ve’l-mevzu’a,
76)
Sözün özü şudur; dinde ihtilaf
kötülenmiştir. Ondan kurtulmaya çalışmak gerekmektedir. Çünkü ihtilaf,
ümmetin zayıflamasına sebebtir. Allahu Teala’nın dediği gibi: (Birbirinizle
çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider.)
(Enfâl 46) Çekişme, ihtilaf’a rızâ göstermek ve bunun
rahmet olduğunu söylemek, ayeti kerim’e ile çatışmaktadır. Bu konuyla
ilgili, aslı olmayan bu rivâyetten başka hiçbir dayanakları yoktur.
Dolayısıyla bu söz uydurma olup asılsızdır! Rasulullah
(s.a.s.)
böyle bir söz söylememiştir. Çünkü ihtilafta rahmet olmaz, ayrılık ve parçalanma
olur. Allah (Azze ve
Celle) ise bunu yasaklıyor ve kitabında
şöyle buyuruyor:
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın! Parçalanıp ayrılmayın…”
Âl-i İmran 3/103
Yine Allah
(Azze ve Celle)
şöyle buyuruyor: “Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya,
senin onlarla hiçbir alakan yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra
Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.”
En’âm 5/159
Bu yazı daha önce kişi tarafından okundu.
0 yorum:
Yorum Gönder
Lütfen Müslümana yakışmayan küfür içerikli yorumlar yapmayınız.