"Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidâyet bulursunuz." Sözü hadis değil
"Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine
uyarsanız hidâyet bulursunuz."
Bu hadis uydurmadır.
Ravilerinden olan Sellâm b. Suleym yalancı
olup, İbn Hibban’ın da dediği gibi uydurma hadisler rivayet
etmiştir. Diğer bir râvi olan Hâris b. Gusayn ise
bilinmemektedir. Buna rağmen Şa’rânî şöyle der: «Bu hadis hakkında muhaddisler
(zayıflığına dair) konuşmuş olsalar bile, keşf ehline göre sahihtir!» Ancak
Şa’rânî’nin bu sözü hiç şüphesiz batıldır! Çünkü keşf yoluyla hadislerin
tashih edilmesi tasavvufi bir bid’attır. Bunu asıl kabul etmek, biraz önceki
hadis gibi aslı olmayan batıl hadislerin sahih olduğunu kabule götürmesi
demektir. Keşf, sahih olarak vukû bulur ise, en iyi durumda bile, rey ile aynı
derecededir. Rey ise, hata da eder isabette edebilir. Tabi ki buna heva
karışmamış ise bu böyledir. Allah’ın rızası olmayan her şeyden selâmet dileriz.
Bu rivayetin uydurma olduğuna bir başka
delil de; nasıl olur da Peygamber (s.a.s) sahabeden olan her bir
ferde uymamızı tavsiye edebilir? Kaldı ki sahabe arasında âlim olduğu
gibi, ilimde orta seviyeli ve daha da aşağı olanlar vardı. Konuyla
ilgili gelen rivayetlerin uydurma olduğunu söyleyen İbn Hazm şöyle devam eder:
« Çünkü Allah Teala Peygamberi (s.a.s)’i (O, arzusuna göre konuşmaz. O
(bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir) (Necm 3-4) şeklinde
nitelendiriyor ise, Peygamber (s.a.s.)’in şeriata dair bütün
sözlerinin gerçek ve şüphesiz olarak Allah’tan geldiği anlaşılır.
Allah’tan gelen şeyde de ihtilaf olmaz. Çünkü ayette (Eğer o (Kur’an), Allah’tan
başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı ) buyurulmuştur.
Allah ( Birbirinizle çekişmeyin ) ayetiyle bizlere tefrika ve ihtilafı
yasaklar. Dolayısıyla sahabeden her birine tâbî olmamızı Allah Resulu
(s.a.s)’in bizlere emretmesi imkansızdır. Çünkü sahabenin içerisinde birisinin
helal kıldığını haram kılan bulunabilmektedir. Eğer durum böyle olsaydı, Semure
b. Cundup’a uyarak içkinin satışı helâl olurdu. Ebû Talha’ya uyarak ta
oruçlunun dolu yemesi helâl olurdu (orucu bozulmazdı). Bunlar diğer sahabelere
tâbî olunduğunda da haram oluyor. İbn Abdi’l Berr,
Camiul-İlm (2/91), İbn Hazm, İhkâm (6/82), Nasuriddin el-Albani
Ayrıca bu söze uydurma demek sahabenin
faziletine dil uzatmak değildir. Size Kuran ve sünnete uymayı tavsiye ederim
diyen bir peygamber Ashabına uymayı tavsiye eder mi? Sadece onların takip
ettikleri yolu takip etmeyi tavsiye eder. Nitekim bu hususta şu rivayet var:
Peygamberimiz de fırka ve cemaatlere bölünen,
paramparça olan, dalalet ve hüsrana sürüklenen ümmeti içinde kimlerin
kurtulacağı hakkında “O kurtulanlar kimlerdir yâ Resulullah”
diye sorulduğunda “Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yolun aynısını
takip edenlerdir.” buyurmuştur. Ebû Davut 1- Tirmizî 18
Sahabeler arasında karşılıklı savaşanlar
olmuştur. O halde sahabeye tabi olmak hidayet yolu olursa savaşan sahabelerden
hangisine uymak hidayet yolu olabilir? Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Muaviye (r.a.)
arasında ve yine Hz. Ali ile Hz. Aişe arasında çıkan savaşlarda her iki tarafta
da sahabeler vardı. Bu durumda yanlış diye bir şeyin olmaması gerekirdi.
Sahabenin her biri aynı değildi. Sahabe
içerisinde alim olanlarda vardı, alim olmayanlarda vardı. Yani sahabenin her
birine uyarak hidayeti bulmak mümkün değildir. Bununla birlikte bu hadis
Kuran'ın hidayete tabi olma emirlerine de ters düşer. Kuran'da hiç bir ayette
sahabeye uymaktan bahsedilmez. Ancak Allah'a ve Resulüne tabi olmaktan
bahsedilir. Bu da tabi ki göstermektedir ki: hidayet yolu ancak Kuran ve sünnete
tabi olmakla mümkündür.
“Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse ve
Allah'tan korkup O'ndan sakınırsa, işte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler
bunlardır.” Nur 24/52
Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki; “Size
iki şey bırakıyorum. Onlara yapıştıkça sapıtmazsınız. Onların birisi Allah’ın
(c.c.) kitabı, diğeri de peygamberin sünnetidir."
İmam Malik-Muvatta-1395; Hâkim,1/93; İbn Abdilber,câmiul
beyan II/24
0 yorum:
Yorum Gönder
Lütfen Müslümana yakışmayan küfür içerikli yorumlar yapmayınız.