tag:blogger.com,1999:blog-65320817853828981892024-03-05T09:54:05.252+03:00Ebu Muhammed Musab KöylüoğluKişisel İslam'a davet sayfasıUnknownnoreply@blogger.comBlogger103125tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-30895876037792095642014-02-14T10:04:00.001+02:002014-02-14T10:04:16.035+02:00Mustafa İslamoğlu'nun neden olduğu büyük tahrifat - Musab Köylüoğlu<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="//www.youtube.com/embed/6e3OPo789mU" width="480"></iframe><br />Unknownnoreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-68976607451655138932014-01-03T14:47:00.002+02:002016-12-20T22:11:01.348+03:00Nazar için Temime (Muska) takmak.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeI0tzKZBW_OT5as2kVvecH3NCyIV55jJ7sVf3DpKP5Ny44O__i8x0vgeEjFAO1HwLG962D2fem7j1cvvSXgEznHbTUn1IjAG-HwMqZeKI0PppJimSDr5zZ75TFYYSQDiHU0l_NDdyMfs/s1600/nazar1-300x180.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeI0tzKZBW_OT5as2kVvecH3NCyIV55jJ7sVf3DpKP5Ny44O__i8x0vgeEjFAO1HwLG962D2fem7j1cvvSXgEznHbTUn1IjAG-HwMqZeKI0PppJimSDr5zZ75TFYYSQDiHU0l_NDdyMfs/s1600/nazar1-300x180.jpg" /></a></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">TEMİME (Muska): </span></b> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Nazar değmesin diye takılan nazarlık, boncuk, kemik muska ve tılsım gibi nazarı (göz değmesini) savması için asılan şeylere temime denir.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Kendisine bir fayda verdiğine veya kendisinden bir zararı giderdiğine inanarak ve kalbi bunlara bağlı kalarak bir şeyler takan kimseye, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, istediği hiçbir işini Allah Teâlâ'nın tamamlamaması için bedduâ etmiştir. </span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Ukbe b. Âmir Radiyallahu anh’den rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir: </span><b> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle derken işittim:</span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> </span><b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">“Her kim, </span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> (kendisine fayda verdiğine veya kendisinden zararı giderdiğine inanarak)</span><b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> muska takarsa, Allah, hayatta onun hiçbir işini tamamlamasın."</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[1]</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Nazar ve etkileri inkar edilmez bir gerçektir. Bazı insanların çok beğendikleri insanlara veya mallara, bakışlarıyla ve sözleriyle farkına varmadan zarar verebilmektedir. Günlük hayatımızda, durup dururken bardağımızın kırıldığına, vazomuzun veya aynamızın çatladığına, yeni aldığımız ve üzerine titrediğimiz bir eşyanın durup dururken bozulduğuna şahit olmuşuzdur. Kendimizi çok sıhhatli ve zinde hissettiğiniz bir anımızda birdenbire halsizleşip, sebepsiz bir yere hastalandığınız olmuştur. Köy yerlerinde, gösterişli bir atın nazar isabet etmesiyle çatladığına dair halk arasında çeşitli olaylar anlatılır.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Günümüzde birçok Müslüman kendisine isabet edebilecek nazara karşı bir takım batıl yollara başvurmakta ve şirk’e düşmektedir. </span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Korunma tedbirleri olarak çocuklara, at, dana, inek, ev, dükkan, otomobil vb. gibi eşyaya nazar boncuğu, at nalı, üzerlik otundan yapılan kolyeler takılmakta özellikle çocuklara kurt, ayı, kartal, leylek gibi hayvanların diş, tırnak ve kemiklerinden yapılan nazarlıklar takılmaktadır. Böylece nazarın isabetinden korunulacağına inanılmaktadır. Nazar isabetinden kurtulmak için nazar muskaları takılmakta, kurşun veya mum döktürülmekte, nefesi keskin hocalara okutulmaktadır. Bazı yörelerimizde de tuz çatılmakta, un yakılmakta ve üzerlik otu yakılarak dumanı ile tütsü yapılmaktadır.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> İslam toplumu içerisine giren bu hastalık, çığırından çıkarak şirk boyutuna varacak şekilde yerleşmiştir. İnsanlar nazar değmemesi, belaların def olması ve kendisine isabet edecek musibetlere, karşı geleceğini düşünerek kendisine temime gibi sığıntılar aramaktadır. Temime’nin çocuklara, hayvanlara, evlere, arabalara vs. eşyaya gelebilecek zararlara karşı kalkan olacağına inanılmaktadır. Bu nedenle nazarın isabetinden ve etkisinden korunmak üzere insanlar olmadık tedbirlere başvurmaktadırlar.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:</span><b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> "Kim, muska </span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> (temîme)</span><b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> takarsa, Allah'a şirk koşmuştur."</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[2]</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> “Efsun yapmak, muska takmak ve muhabbet için okuyup üflemek şirktir!” </span></b> <b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[3]</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Hamza (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> “Ben, Abdullah bin Ukeym </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> (Radiyallahu Anh)</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">’ın yanına girdiğimde yüzünde bir kızıllık vardı.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Bunun üzerine kendisine:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −Temime (muska) takmaz mısın? dedim.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Bunun üzerine Abdullah bin Ukeym </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> (Radiyallahu Anh)</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> bana:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Temimeden (muskadan)</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Allah’a sığınırız! dedi.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Çünkü </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> ‘Kim, (kendisine fayda verdiğine veya kendisinden zararı giderdiğine inanarak muska, nazarlık ve buna benzer) bir şey takarsa, Allah onu o taktığı şeyle başbaşa bırakır!’ buyurdu.” </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[4]</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:</span><b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">“Her kim, </span> </b> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">(kendisine bir fayda verdiğine veya kendisinden bir zararı giderdiğine inanarak </span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> muska, nazarlık ve buna benzer)</span><b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> bir şey takarsa, taktığı o şeyle baş başa bırakılır."</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[5]</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Hz. Aişe Radiyallahu anha’nın naklettiği bir hadis-i şerifte de Hz. Peygamber (s.a.v.)<b> “Nazardan Allah’a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır.” </b>buyurmuştur. </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[6]</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Zeynep <b>(Radiyallahu Anha)</b> şöyle dedi:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> “Abdullah ibni Mesud </span><b> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">(Radiyallahu Anh)</span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> (çarşıda) ihtiyacını gördükten sonra evin kapısına geldiği (eve gireceği) zaman, yanımızda kendisinin hoşlanmayacağı bir şeyle ansızın karşılaşmamak için öksürüp tükürürdü. </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Nitekim bir gün Abdullah aynı şekilde geldi ve kapının önünde öksürdü. Bu sırada yanımda yaşlı bir kadın vardı, bana humra (denilen bir veba çeşidine) karşı rukye yapardı. Yaşlı kadın </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Abdullah’ın sesini işitince korkusundan sedirin altına gizlendi.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Abdullah gelip yanıma oturdu. Bu sırada boynumdaki ipi görünce, bana:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −Bu ip nedir? dedi.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Ben de dedim ki:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −</span><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Humreden dolayı </span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">onunla bana rukye yapılan bir iptir.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Abdullah hemen onu çekip koparıp attı ve şöyle dedi:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −Andolsun ki, Abdullah’ın ailesi şirkten uzaktır! Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i şöyle buyururken işittim:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −‘Şüphesiz temaim ve tivele şirktir!’</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Zeynep (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −Allah’a yemin ederim ki, bir gün dışarı çıktım, biri bana baktı ve gözümden yaş aktı. Gözümü Yahudi bir kadına okuduğum vakit yaş akması kesildi! Okumayı terk ettiğim vakit ise gözümden yine yaş aktı!</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> −O ancak şeytanın işidir! Yahudi sana rukye yapıp sen şeytana itaat ettiğin vakit seni bırakıyor. Sen ona asi olduğun vakit parmağını gözüne sokuyor! Eğer sen, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yaptığı gibi yapsaydın daha hayırlı ve şifa bulmaya daha layık olurdun! Gözün ağrıdığı zaman, gözüne suyu serpersin ve şöyle dersin dedi.”</span></div>
<div data-mce-style="text-align: center;" style="text-align: center;">
<b><span data-mce-style="font-size: x-large;" style="font-size: large;">أَذْهِبِ الْبَاسَ، رَبَّ النَّاسِ، اِشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي، لاَشِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لاَيُغَادِرُ سَقَماً</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Duanın Manası</span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">: “Ey İnsanların Rabbi! Hastalığını giderip, şifa ver. Sen şifa verensin. Senin şifandan başka hiçbir şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!”</span> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[7]</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Ruveyfia bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> ‘Ya Ruveyfia! Her halde benden sonra hayat senin için uzun olacak. İnsanlara haber ver ki; herkim, sakalına düğüm atarsa yahut boynuna göz değmemesi için boncuk vs. takarsa yahut hayvan dışkısıyla veya kemikle istinca ederse, Muhammed o kimseden uzaktır!’ buyurdu.” </span></b> <b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">[8]</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in nazar değmesine karşı, “Ayetü’l Kürsi<i> </i>ile ihlâs ve Muavvizeteyn (yani Felak ve Nas) Sûrelerini okumuş ve ashabına da bunları okumalarını tavsiye etmiştir. </span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> </span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> İman eden bir Mü’min Rabbine tevekkül etmelidir.</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> “De ki: “Allah bizim hakkımızda ne takdir etmiş, ne yazmışsa başımıza ancak o gelir. Mevlâmız, sahibimiz o’dur. Onun için müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler.” </span> </b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Tevbe 9/51</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> “Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.”</span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Tegabun 64/11</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Tevekkül etmek öyle bir imandır ki; onu elde eden bir mü’min her türlü davranışında, başına gelebilecek her türlü musibette ve her türlü acı karşısında Rabbine güvenir, ondan sabır diler ve bilir ki, Rabbi dilemedikçe ona hiçbir kimse zarar veremez. Ve yine o dilemedikçe hiçbir kimse de ona fayda veremez. Tevekkül etmeyi hayatına tam olarak yerleştiren bir mü’min ancak Rabbinden korkar, ancak ona sığınır ve bütün isteklerini ancak ona arz eder. Tevekkül bu dünyadaki bütün acıların, sıkıntıların ve korkuların yegâne ilacıdır. Bir dalın yaprağının dalından düşmesi, bir yağmur tanesinin düştüğü yer, bütün canlıları oluşturan trilyonlarca hücreler ve hücreleri oluşturan atomların her türlü hareketi ancak o’nun dilemesiyledir.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> O halde bu kadar kudret ve azamet sahibi olan yüce Rabbimizin dilemesi olmadan hiçbir güç zarar veremez.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Şayet bir musibet isabet ediyorsa, ya yaptığımız bir hata nedeniyle yada imtihan gereğidir.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.”</span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Şura 42/30</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Nazar isabet eden bir insan şifasını ancak Kur’an ve sünnet eczanesinde aramalıdır. Bunun dışındaki ilaçlar faydası olmadığı gibi şirk’e sokup, helak eder. </span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> Kur'an âyetlerinden yapılmış bile olsa, muska takmak câiz değildir. Çünkü sahâbe böyle bir şey yapmamıştır. Ayrıca bu davranış, Kur'an âyetlerindan başka şeylerin de takılmasına veya (uygun olmayan yerlere girmek sûretiyle) Kur'an âyetlerinin aşağılanmasına da yol açar.</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b> <span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">NAZARDAN KORUNMAK</span></b></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> 1-</span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Muavezeteyn (felak ve nas) sureleri okunabilir. Zira Peygamberimiz iki kul euzüyü okuyup buyurdu ki:<b> (Bu iki sure ile [belalardan, nazardan] korunun! Hiç kimse, bu iki sure ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz.) </b>Ebu Davud</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> 2-</span></b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;">Fatiha, Âyet-el kürsi, Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleri 7şer defa okunup hastaya üflenirse, büyü, nazar ve her dert için iyi gelir. Bir hadisi şerifte de, <b> (Fatiha ile Âyet-el kürsiyi okuyana, o gün nazar değmez) buyuruldu. </b>Deylemi</span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> 3- </span> </b><span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> İslam bilginleri Kalem suresinin 51 ve 52. ayetlerinin okunması gerektiğine dair rivayetleri de bildirmektedirler. Bu konuda ayrıca İmam Nevevi’nin Ezkar isimli eserine de bakılırsa yeterince bilgi edinilebilir. </span></div>
<div data-mce-style="text-align: justify;" style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> .</span></div>
<span data-mce-style="font-size: large;" style="font-size: medium;"> <span data-mce-style="font-size: 12px;" style="font-size: 12px;">Ebu Muhammed Mus’ab KÖYLÜOĞLU</span></span><br />
.<br />
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<span style="font-size: x-small;">[1]</span><span style="font-size: x-small;"> Ahmed; hadis no: 17372. Bknz: el-Usaymî; "ed-Durru'n-Nadîd"; s: 41.</span><br />
<div>
<div>
<address>
<span style="font-size: x-small;"> [2]</span><span style="font-size: x-small;"> Ahmed; hadis no:16781. Elbânî; "Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha"; hadis no:492'de 'hadis, sahihtir' demiştir.</span></address>
</div>
<div>
<address>
<span style="font-size: x-small;"> [3]</span><span style="font-size: x-small;"> Ebu Davud 3883, İbni Mace 3530, İbni Hibban 1412, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/381, Albânî Sahiha 331</span></address>
</div>
<div>
<address>
<span style="font-size: x-small;"> [4]</span><span style="font-size: x-small;"> Ahmed bin Hanbel Müsned, Tirmizi 2152, Hakim</span></address>
<address>
<span style="font-size: x-small;"> [5]</span><span style="font-size: x-small;"> Tirmizî; hadis no: 2072. Ahmed; hadis no: 18736. Şuayb el-Arnaût, "Câmiu'l-Usul"; c: 7, s: 575'te 'hadis, hasendir', demiştir</span></address>
</div>
<div>
<address>
<span style="font-size: x-small;"> [6]</span><span style="font-size: x-small;"> İbn Mace- 2/1159 hadis no 350</span></address>
</div>
<div>
<address>
<span style="font-size: x-small;"> [7]</span><span style="font-size: x-small;"> Ahmed 3615, İbni Mace 3530, Ebu Davud 3883</span></address>
</div>
<div>
<address>
<span style="font-size: x-small;"> [8]</span><span style="font-size: x-small;"> Nesei 5082, Ebu Davud 36, Ahmed 4/108</span></address>
<address>
<span style="font-size: x-small;"><br /></span></address>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOG_video_class" contentid="33f166db6c8b9569" height="366" id="http://rahmet.pe.hu/KurtlarVadisiPusu-TilkiAndreiveZaharias.mp4" width="520"></object>
</div>
<address>
<span style="font-size: x-small;"><br /></span></address>
</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-22344688606930760112013-12-04T09:40:00.001+02:002013-12-04T11:49:01.265+02:00HAYDİ SENDE ÖLÜM GELMEDEN ÖNCE İSLAM’I TANI<span style="font-size: 14pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivffnqNI4PinqytKVBiYT7b7ZAoeoGeOeKj0AuL-OMWXBhEOugT1u2E-IcZmevuXQ7dzn6zrqNH3XV9UPqm7xccHTf7ssEmUdB7rUf6z87HrHCHmOz96dAfH-OdY7jN5HtSm6iRnEdlwc/s1600/uzatelini.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a></span></b></span><span style="font-size: 14pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivffnqNI4PinqytKVBiYT7b7ZAoeoGeOeKj0AuL-OMWXBhEOugT1u2E-IcZmevuXQ7dzn6zrqNH3XV9UPqm7xccHTf7ssEmUdB7rUf6z87HrHCHmOz96dAfH-OdY7jN5HtSm6iRnEdlwc/s1600/uzatelini.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="112" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivffnqNI4PinqytKVBiYT7b7ZAoeoGeOeKj0AuL-OMWXBhEOugT1u2E-IcZmevuXQ7dzn6zrqNH3XV9UPqm7xccHTf7ssEmUdB7rUf6z87HrHCHmOz96dAfH-OdY7jN5HtSm6iRnEdlwc/s200/uzatelini.jpg" width="200" /></a></span></b></span><br />
<span style="font-size: 14pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">İSLAM’I
TANIYORMUSUN?</span></b></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;"><span style="font-size: 14pt;">İslam'ı gerçekten tanıyor musun? İslam hakkındaki
bilgilerini araştırarak mı elde ettin, yoksa kulaktan dolma bilgilerle mi? Yada
İslam hakkında bir takım ön yargıların mı var? Bütün bildiklerini bir tarafa
bırak. Gerçek mânâda İslam'ı tanımana yardımcı olacak ve izlemekle hiç bir şey
kaybetmeyeceğin bu videoyu sonuna kadar mutlaka izle.</span></span></div>
<span style="font-size: 14pt;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;"><span style="font-size: 14pt;">İslam teslim olmak manasına gelmektedir. İslam;
insanın dünyasını bir düzene koymak üzere ve neticesinde de ahiret hayatında
mutlu bir hayat sürmek üzere, kendisini Allah'a ve gönderdiği elçiye teslim
etmesi demektir. Böylesine teslim olan bir insanın dünya hayatını, artık onu
yaratan ve en iyi tanıyan Allah şekillendirecektir. İslam, belirlediği ölçülere
göre yaşamak şartıyla, bu dünya hayatında da âhiret hayatında da mutluluk vaat
etmektedir.</span></span><br />
<br /></div>
<span style="font-size: 14pt;">
</span><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">İslam'ı
getiren Hazreti Muhammed nasıl bir insandı?</span></b></span></div>
<span style="font-size: 14pt;">
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Küçücük yaşlarda anne ve babasını kaybetmiş, öksüz ve
yetim kalmıştır. Dedesinin ve daha sonra da amcasının yanında büyüyen Hazreti
Muhammed'in hiç yalanına rastlayan olmamıştı. Çevresinde emin insan olarak
biliniyordu. Hiç bir kimse onun elinden, dilinden ve yaşantısından bir zarar
görmemişti. Allah'ın özel koruması altında yetişmiş ve yaşadığı dönemdeki
ahlaksızlıklardan uzak kalmıştı. Yaşadığı dönemde kadınların hiç bir değeri
yoktu. Kadın alınıp satılan ve cinsi arzuları karşılayan bir varlık
durumundaydı. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü güçlünün zayıfı
ezdiği ve köleleştirdiği bir dönemde yaşamış ama hiç bir kötülüğe bulaşmamıştı.
Bununla birlikte yaşadığı dönemde Mekke edebiyatın ve şiirin merkezi olmasına
rağmen onun okuma ve yazması yoktu. Bu durum neticesi ve mucizesi, sonra ortaya
çıkacak olan İlahi bir takdir gereği idi.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Peygamberliğini ilan etmesi ve anlattıkları şeyler ile
her geçen gün kendisine inananlar çoğaldı. O dönemin önde gelenleri onun
hareketinden rahatsız oldular ve davasından vazgeçmesi için ona dünyalık olarak
bir insanın isteyeceği her şeyi teklif etmelerine rağmen o hiç birisini kabul
etmedi. Hangi insan batıl bir dava için her şeyden vazgeçer ki? Daha sonra
taraftarlarına akıl almaz işkenceler yaptılar ama yine de onun getirdiği
İslam'ın çığ gibi büyümesini engelleyemediler. Adaletli düşünen bir insan
kendisine şunu soruyor: bütün işkencelere ve zulümlere rağmen İslam'ı seçenlerin
ona bu kadar bağlı olmalarının sebebi ne olabilir? Onları canlarından ve
mallarından vazgeçirmeye bu kadar etki eden şey nedir? Hazreti Muhammed onlara
ne vaat etti ki canlarından ve mallarından vazgeçecek kadar ona bağlandılar?
Tıpkı Hazreti İsâ'nın havarilerinin ona bağlandıkları gibi bağlanmışlardı.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
Mükemmel bir insan olan hazreti Muhammed’e asılsız iftiralar atılmakta ve karalayıcı ifadeler kullanılmaktadır. Bunun nedeni Amerika, Avrupa ve bir çok ülkede doğmak üzere olan İslam’ın önünü kesmektir. Bu iftiralara aldırış edersen bu büyük insanı tanımadan ölürüsün. Allah sana akıl verdi pişman olmamak için başkalarının fikirlerini değil aklını kullan ve İslam’ı mutlaka tanı.<span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/6a9ucCUDIsU" width="560"></iframe>
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span> </div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">Hazreti
Muhammed’in getirdiği İslam<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>neleri
yasaklıyor?</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Allah'a ortak koşmayı, zina etmeyi, içki içmeyi, kumar
oynamayı, ana babaya asi olmayı, adam öldürmeyi, yeryüzünde bozgunculuk
yapmayı, hırsızlık yapmayı, yalan söylemeyi, hile yapmayı, dolandırıcılığı,
iftira atmayı, gıybet etmeyi, kalp kırmayı, başkasının malını gasbetmeyi ve
insanların zarar gördüğü bir çok şeyi yasaklamaktadır.</span><span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">Hazreti
Muhammed neleri tavsiye ediyor?</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Yalnızca Allah'a kul olmayı, hayatı Allah’ın emirleri
doğrultusunda şekillendirmeyi, dürüst olmayı, doğru söylemeyi, insanlara iyi
davranmayı, kalp kırmamayı, güler yüzlü davranmayı, anne ve babaya, kadınlara
akrabaya ve komşulara iyi davranmayı ve hatta bütün canlılara merhametli olmayı
emretmektedir.</span><span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">İslam'a tâbi
olanlara ne vaadediyor?</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hazreti Muhammed Allah'ın emir ve yasaklarını
insanlara ulaştırdı ve İslam'a tabi olmaları halinde bitmez, tükenmez ve
akıllara durgunluk verecek kadar olağanüstü güzelliklerin olduğu ve hiç bir
kötülüğün olmadığı cennet hayatını müjdeledi.</span></div>
<span style="font-size: small;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">Hazreti
Muhammed önceki gönderilen elçileri reddetmedi.</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hazreti Muhammed kendisinden önce gönderilen Adem,
Nuh, Lut, Yusuf, Dâvud, Süleyman, Musâ ve İsâ gibi kendisinin de bir elçi
olduğunu ifade etmektedir. Onlara saygı duymakta ve onları kardeşlerim diyerek iyilikleriyle
anmaktadır. Hiç birisine kötü söz söylememiş ve hep sevgiyle anarak onlarında
kendisinden önce gönderilen peygamberler olduklarını ifade etmiştir.</span><span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-size: small;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">Hazreti
Muhammed önceki elçilerin kitaplarını reddetmiyor?</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hazreti Muhammed kendisi gibi, gönderilen diğer
elçilerin getirdiği kitapları kabul etmektedir. Bütün Müslümanlar da bunu böyle
kabul etmektedirler. Hazreti Muhammed hazreti Musa'ya gönderilen Tevrat'ın da, hazreti
İsa'ya gönderilen İncilin de indiği dönemde Allah'ın sözleri olduğunu ancak
daha sonra tahrif edildiğini ve hükümlerinin kaldırılarak onların yerine
Kuran'ın gönderildiğini ifade etmektedir.</span><span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-size: small;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">Hazreti
Muhammed’in mucizeleri nelerdir?</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Onun en büyük mucizesi Kuran idi. Okuma yazması
olmayan ve vaktiyle çobanlık yapmış birinin Kuran gibi bir kitabı yazması
mümkün değildir. Kuran'ı okuyan biri bunun bir insan sözü olamayacağını
rahatlıkla anlayabilir. Çünkü Kuran bir çok mucizevi hususlardan bahsederken,
büyük bir edebi sanatı ve ses uyumunu ortaya koymaktadır. Ayrıca yaşadığı dönem
edebiyatın ve şiirin en üst seviyede revaçta olduğu bir dönemdi. Şiir
yarışmaları düzenlenir ve birinci olan şiir Kâbe'nin duvarına asılırdı. İlahi
takdir gereği o okuma yazma bilmiyordu. Ve böyle birisi o zamanın bütün
şairlerinin, sözleri karşısında aciz kaldığı Kuran'ı getirdi. Kuran'ı
dinleyenler bu bir insan sözü olamaz diyor ve hemen Müslüman oluyordu. Hatta bu
yüzden Mekke de Kuran'ın açıktan okunması dahi yasaklanmıştı.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hazreti Muhammed'in bir çok mucizesi var ancak burada
hepsinden bahsetmek mümkün olmadığı için bir kaç tane örnek verelim.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Kuran'da Tâhâ suresi 12. ayette yedi kat olan
gökyüzünden bahsedilmektedir. 14 asır önce okuma yazması olmayan biri
tarafından getirilen Kuran'da bu bilgiler verilmektedir. Oysa uzun astrolojik
araştırmalar sonucunda elde edilen bu bilgilerin o dönemde bilinmesi mümkün
değildi. Ve başka kaynaklardan alınmış olması da mümkün değildi. Çünkü bu
bilgiler o dönemde hiç bir kimse tarafından bilinmiyordu.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Astronomi biliminin henüz bu günkü kadar gelişmemiş
olduğu bir dönemde, 14 asır önce indirilen Kuran-ı Kerim'de Zâriyat suresi 47.
ayette<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">: göğün genişletildiği bildirilmektedir</b>.
Daha 20. yüzyılda keşfedilen bu bilgilerin O dönemlerde bilinmesi mümkün
değildi ve kimse tarafından bilinmiyordu. Bu bilgilerin Hazreti Muhammed'e
ancak ilahi bir vahiyle öğretildiği açıkça ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında
hiç bir kimseden öğrenmesi mümkün değildir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hazreti Muhammed diyor ki: "Sizden birinizin
yemek kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında
hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla
korunur." Yani bir kanadında olan zehri diğer kanadındaki panzehir etkisiz
hale getirmektedir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 5pt 0cm; mso-layout-grid-align: none; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Bu bilgiler bilim
adamlarının laboratuar ortamında mikroskobik incelemeler neticesinde elde
edilebildikleri bilgilerdir. Oysa bu bilgiler Hazreti Muhammed tarafından 14
asır önce bildirilmiştir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hazreti Muhammed güneşte beklemiş suyu kullanmayı
yasaklıyor ve güneşte beklemiş suyun zararlı olduğunu ve alaca hastalığına
sebebiyet vereceğini bildiriyor. Bilim adamlarınca yapılan araştırmalarda
güneşte beklemiş suyun içinde zararlı mikro organizmaların oluştuğu tespit
edilmiştir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Kuran'da Rahman Suresi 19. ve 20. ayetlerde şöyle
buyruluyor: <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“İki denizi birbirlerine
kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip
karışmıyorlar.”</b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Evet, ayetin ifade ettiği bu gerçek akıllara durgunluk
verecek bir tarzdadır. Zira onca fırtına ve dev dalgalara rağmen bırakın
denizleri, bir çay bardağında bile iki farklı sıvıyı karıştırmadan tutmak
imkânsızdır. Fakat bilim, Kuran’ın ayetlerini her zaman olduğu gibi tasdik
etmekte ve onun Allah’ın kelamı olduğunu kör gözlere dahi sokacak bir tarzda
beyan etmektedir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Denizaltı araştırmaları ile ünlü Fransız bilim adamı
Kaptan Cousteau denizlerdeki su engelleri ile ilgili yaptığı araştırmaların
sonucunu şöyle anlatmaktadır:</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">“Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini
birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri
inceliyorduk. Çalışmalar sonucunda gördük ki, Akdeniz’in kendine has tuzluluğu
ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor. Sonra Atlas
Okyanusu’ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz’den tamamen farklı olduğunu
gördük.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hâlbuki Cebeli Tarık Boğazı’nda birleşen bu iki
denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet açısından eşit veya eşite
yakın olması gerekiyordu. Oysaki bu iki deniz, birbirine yakın kısımlarda bile
ayrı yapılara sahiptiler. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi
şaşkına çeviren bir durumla karşılaştık. Çünkü bu iki denizin karışmasına
birleşme noktasında bulunan harika bir su perdesi engel oluyordu.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Burada işin en ilginç tarafı ise 14 asır önce Mekke'de
yaşayan ve okuma yazması olmayan birisinin yaklaşık beş-altı bin kilometre
uzaklıkta bulunan iki denizin karışmadığını haber vermesidir. Hazreti Muhammed
bu bilgiyi kimden almıştır? Yaşadığı dönemde dahi kimse tarafından bilinmeyen
bu bilginin ancak ve ancak ilahi bir bilgi olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.</span></div>
<span style="font-size: small;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">İslam neden
terör ile bir araya getirilmeye çalışılıyor?</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">İslam insanların dünya ve ahirette mutlu olmalarını
sağlayacak emirleri içermektedir. Şu anki Müslümanlar gerçek İslam'ı
hayatlarına yansıtmadıklarından İslam'ın yanlış tanınmasına neden
olmaktadırlar. İslam'ı tam olarak kavrayamamış insanların yapmış olduğu
yanlışlıklar İslam'ın emri zannedilmektedir. İslam'ı yanlış uygulayan insanlar
adeta İslam'ın önünde perde olmakta ve gerçek İslam'ın tanınmasına engel
olmaktadırlar. Gerçek İslam'ı tanıyanlar hemen Müslüman olmaktadır. Amerika ve
Avrupa da İslam'ın hızla yayılması nedeniyle rahatsız olanlar bunun önünü
alabilmek için İslam'ı terör ile birlikte göstermeye çalışmaktadır. Oysa İslam,
bırakın insanları, hayvanlara ve ağaçlara dahi zarar verilmemesi gerektiğini,
yeryüzünde fesat çıkarılmaması gerektiğini ifade etmektedir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Yaşadığı dönemde İslam ordusunu hazırlayan peygamber
orduyu göndermeden önce onlara hep şunu söylerdi: "Kadınlara, yaşlılara ve
çocuklara dokunmayın. Sizden aman dileyenlere ilişmeyin. Kiliselere, Havralara
ve ibadethanelere dokunmayın. Gittiğiniz yerlerdeki ağaçlara dahi zarar
vermeyin. O halde böylesine düşünceli ve saygılı bir insanın getirdiği İslam
nasıl oluyor da terör ile anılıyor? Bunun tek nedeni onu gerçek manada
anlamamış insanların yaptıkları eylemlerdir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Peygamberin gönderdiği ordu her savaştan önce muhatabına
mutlaka önce İslam'ı teklif etmiş, daha sonra cizye vermelerini aksi halde
savaşacaklarını bildirmiştir. Bunun dışında ansızın hiç bir topluma
saldırmamıştır. Toplu katliamlar, yakıp, yıkma ve tecavüz asla yapmamıştır.
Peygamber asla bunu emretmemiş ve tasvip etmemiştir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Oysa İslam’ı terörle bir göstermeye çalışan batının
geçmişi büyük katliamlarla doludur.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Ünlü Fransız düşünür ve yazar Roger Garaudy 'Medeniyetler
Diyaloğu' adlı kitabında batı ülkelerinin yaptığı katliamları şöyle ifade
ediyor: “Batılılar yüz milyonu aşkın Amerika Yerlisini öldürerek dünyada daha
önce benzeri görülmemiş bir soykırım yaptı. Bunun ardından üç yüz yıl süren
köle ticareti sırasında en az yüz milyon Afrikalıyı öldürerek bir başka akıl
almaz soykırımı gerçekleştirdi. Afyon içmeyi reddeden Çinlilere savaş açtı ve
koca Çin’e zorla afyon içirtip sömürdü. Şimdiki Laos, Kamboçya ve Vietnam adı
verilen geniş bir kesimde Batı, sırf para kazanmak için insanlara zorla alkol
içirtti ve içmeyenden de para alarak ahlâksızca sömürdü. Avrupalıların
insanlığa ettiği kötülükler saymakla bitmez!”</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Daha yeni dönemde ABD önderliğindeki koalisyon güçleri
işgal ettikleri Irak`ın Felluce kentinde 1 milyon 500 bin sivili sokaklarda öldürüp
çürümeye terk etmiştir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Ve tarihin sayfalarında batı dünyasının daha
sayılamayacak kadar çok katliam ve soykırımlarını bulmak hiç zor değil.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Yapılan bütün katliamlara rağmen kendisini özgürlük ve
demokrasi mücadelesi vermekle taçlandıran batı dünyası, emperyalist emelleri
için yaptıkları saldırıları ve işgalleri özgürlük ve demokrasi getirmek için
yapılmış kahramanlıklar olarak savunurken Müslümanların kendilerini savunmaya
yönelik mücadelelerini bile terör olarak göstermişlerdir. Büyük katliam ve
tecavüzlerin yaşandığı bu saldırılar dünyaya kahramanlık olarak anlatılsa da
insanlığın vicdanı bu yalanları bir gün mutlaka tüm gerçekliğiyle gözler önüne
serecektir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İslam toplumlarında
planladıkları komploları ve provokasyonları tüm dünyadan gizlemişlerdir. İslam
topraklarının hep savaş, kan ve gözyaşı içerisindeki görüntüleri İslam’ı terör
ile bir göstermede propaganda malzemesi olarak kullanılmaktadır. Dünya
coğrafyasına şöyle bir bakıldığında işgal edilen, kan dökülen ve insanlara akıl
almaz işkencelerin yapıldığı yerlerin tamamının İslam ülkeleri olduğu
görülecektir. Buna karşılık hangi batı ülkesinde kan var, katliam var ve göz
yaşı var? O halde Müslümanları terörist göstermeye çalışanların sözüne inanmak
mümkün mü?</span></div>
<div class="NormalWeb2" style="background: white; margin: 1em 0cm; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-size: 14pt; mso-bidi-font-style: italic;">İslam’ın cihad emri nedir?</span></b></div>
<div class="NormalWeb2" style="background: white; margin: 1em 0cm; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-size: 14pt; mso-bidi-font-style: italic;"></span></b><span style="color: black; font-size: 14pt; mso-bidi-font-style: italic;">İslam
insanlara saldırmayı ve emperyalist bir işgali asla emretmemiştir. İslam insanları
kula kulluktan kurtarıp sadece Allah’a kul yapmak istiyor. İnsanları zalim
diktatör ve ilahlaşmış insanların elinden kurtarıp, Allah’ın adaletli
paylaşımına davet ediyor. Ve bunun için savaşılmasını istiyor. Bu uğurda savaşma
emri katliam, işgal ve zulüm amaçlı bir çağrı değil, mazlumlara sahip çıkma ve
Allah hükümlerini dünyaya hakim kılma amaçlı bir emirdir. Emperyalist güçlerin
dünya üzerinde yaptıkları katliamlara karşı Allah'ın adaletli hükmünü hakim
kılmak için savaşmak terör mü yoksa adaleti hakim kılmak mı? Bu husus İslam
düşmanları tarafından her zaman çarpıtılmış ve İslam insanların gözünde
terörizmi destekleyen bir din olarak gösterilmeye çalışılmıştır.</span></div>
<div class="NormalWeb2" style="background: white; margin: 1em 0cm; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-size: 14pt; mso-bidi-font-style: italic;">Bir çok karalamaya rağmen İslam neden
hala dünyada yayılıyor?</span></b></div>
<div class="NormalWeb2" style="background: white; margin: 1em 0cm; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="color: black; font-size: 14pt; mso-bidi-font-style: italic;">Amerika
ve Avrupa’da bir çok kişi ön yargılarını bir taraf bırakıp İslam’ı tanıyınca
hemen Müslüman olmaktadır. Bunun elbette en büyük nedeni İslam dininin içerdiği
güzelliklerdir. İslam karalandıkça insanların merakı artıyor ve insanlar
İslam’ı tanımak istiyor. Araştırma cesaretini gösterenler İslam’ın gerçek
yüzüyle tanışınca İslam’ı kabul ediyor ve Müslüman oluyor. Bu durum senin için
dikkate değer değil mi? Yeryüzünde savaşların ve acı çeken mazlum insanların büyük
bir çoğunluğunu Müslümanlar oluştururken ve onca kötü propagandaya rağmen neden
insanlar inançlarından dönmüyor ve canlarından, evlatlarından ve mallarından
vazgeçip İslam için kendilerini feda ediyor hiç merak etmiyor musun?<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-size: small;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">Yeni gelen
peygamber her zaman tepkiyle karşılandı</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Hiçbir peygambere gönderildiği kavim hoş geldin
demedi. Ne güzel şeyler anlatıyorsun demedi.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>Yahudilerin hazreti İsa’nın peygamberliğini kabul etmedikleri
gibi, Hıristiyanlar da Hazreti Muhammedi kabul etmediler. Oysa Yahudilerin de
Hıristiyanların da tahrif edilmemiş kitaplarında Hazreti Muhammed’in gelişi
haber verilmekteydi. Bunu bildikleri halde yinede onun peygamberliğini kabul
etmediler.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-size: small;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Medine Yahudileri şiddetli bir peygamber beklentisi
içerisindeydiler. Tabi ki bu beklentinin sebebi Tevrat’ta vasıfları anlatılan
bir peygamberdi. Ancak birçoğu niçin İsrailoğullarından çıkmadı düşüncesiyle
hazreti Muhammedi bile bile inkar etti. </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">HAYDİ SENDE ÖLÜM
GELMEDEN ÖNCE İSLAM’I TANI</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">Bütün bildiklerini ve ön yargılarını bir tarafa bırak.
Ölüm geldiği anda her şey bitmiş olacak. Ve yapmış olduklarınla ya pişman
olacaksın yada büyük kurtuluşun mutluluğunu yaşacaksın. Ve bir daha asla geriye
dönüşün olmayacak. Böylesine büyük bir risk varken İslam’ı mutlaka tanımalısın.
İslam’ı tanımakla hiçbir şey kaybetmeyeceksin. Ama tanımadan ölürsen ahirette
çok şey kaybedebilirsin. Şu anda dünya üzerinde yaşayan Müslümanlara bakarak
İslam’ı değerlendirme. Çünkü Müslümanlar gerçek İslam’dan mahrum bırakıldı.
Eğitimsizlik ve yasaklar yüzünden Müslümanlar da gerçek İslam ile tanışamadı.
İslam hakkında yapılan karalayıcı propagandalara aldanma.<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;">
</span><span style="font-size: 14pt;"> Hemen ilk fırsatta İngilizce’ye çevrilmiş Kuran ve
hazreti Muhammed’in hayatını oku.<o:p></o:p></span><br />
<span style="font-size: small;">
</span><span style="font-size: 14pt;"> Henüz sana verilen hayat fırsatı sona ermedi. O halde
sana uzatılan bu kurtuluş elini bir fırsat bil ve İslam’a gönlünü aç. Müslüman
olup, öncelikle kendini ve daha sonra da aileni ebedi hayat için kurtar. Aksi
halde pişmanlığın geri dönüşü olmayacak.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">NEDEN
İSLAM’I SEÇTİLER</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
<span style="font-size: 14pt;">İslam’ı tanıma fırsatı bulunlar nasıl Müslüman
olduklarını anlatıyorlar. Onların hikayelerini dinlersen İslam’ı değişik
yönlerden tanıma fırsatı bulabilirsin.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-size: small;">
</span><o:p></o:p></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 27pt;">
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-44974102806201410352013-10-10T11:47:00.000+03:002016-12-22T16:37:50.029+03:00Dua Belgeseli<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf6g9Jw-H_252KYLRdVgwvYr2WMxSQ8-ew5RxtJGHDkr6XNqdTJfk7YeWZ2hcWqDoWMJPJR2pCM1oicArPgxuf8gH-aBLsOLJldUHfjPTY-04Mkpo_0blJUPwul3akpFakrIss8U-hFQA/s1600/dua.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf6g9Jw-H_252KYLRdVgwvYr2WMxSQ8-ew5RxtJGHDkr6XNqdTJfk7YeWZ2hcWqDoWMJPJR2pCM1oicArPgxuf8gH-aBLsOLJldUHfjPTY-04Mkpo_0blJUPwul3akpFakrIss8U-hFQA/s200/dua.png" width="176" /></a>İnsanoğlu hangi tür inancı taşırsa taşısın, hiçbir zaman dua etmek lüzumunu hissetmekten uzak kalmamıştır. Çünkü insanoğlu yaratılışı gereği daima üstün bir kudrete bağlanmış, ona inanmış ve ondan yardım dilemiştir. İşte dua, bu inanışın dile getiriliş biçimidir. Aslında dua, kelime anlamı bakımından; Allah'tan yardım dileme anlamına "çağrıda bulunmak, davet etmek", "yardım ve esenlik istemek" anlamlarına gelmektedir.</div>
<br />
<div style="text-align: center;">
<br />
<br />
<embed height="309" src="http://rahmet.pe.hu/KurtlarVadisiPusu-TilkiAndreiveZaharias.mp4" width="384"></embed></div>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-42497551669554010652013-09-16T00:58:00.002+03:002013-12-04T09:56:29.418+02:00"Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidâyet bulursunuz." Sözü hadis değil<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEIN616MtGyoaVPLW3TzLlsZ9P6QSpfMJFib62fwKxOHWK6eAo9FRTYCJkN2VY0OuVa36klirzGcYuiAFRv11LwEI5-ca6mapcxjIHRJ5I3D9RJFJZ0LH-3LCshtGSpUmFeSNgiakyWIg/s1600/sahabe.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="118" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEIN616MtGyoaVPLW3TzLlsZ9P6QSpfMJFib62fwKxOHWK6eAo9FRTYCJkN2VY0OuVa36klirzGcYuiAFRv11LwEI5-ca6mapcxjIHRJ5I3D9RJFJZ0LH-3LCshtGSpUmFeSNgiakyWIg/s200/sahabe.jpg" width="200" /></a></div>
<div align="justify">
<b><span style="font-size: medium;">"Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine
uyarsanız hidâyet bulursunuz."</span></b></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Bu hadis uydurmadır.</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Ravilerinden olan Sellâm b. Suleym yalancı
olup, İbn Hibban’ın da dediği gibi uydurma hadisler rivayet
etmiştir. Diğer bir râvi olan Hâris b. Gusayn ise
bilinmemektedir. Buna rağmen Şa’rânî şöyle der: «Bu hadis hakkında muhaddisler
(zayıflığına dair) konuşmuş olsalar bile, keşf ehline göre sahihtir!» Ancak
Şa’rânî’nin bu sözü hiç şüphesiz batıldır! Çünkü keşf yoluyla hadislerin
tashih edilmesi tasavvufi bir bid’attır. Bunu asıl kabul etmek, biraz önceki
hadis gibi aslı olmayan batıl hadislerin sahih olduğunu kabule götürmesi
demektir. Keşf, sahih olarak vukû bulur ise, en iyi durumda bile, rey ile aynı
derecededir. Rey ise, hata da eder isabette edebilir. Tabi ki buna heva
karışmamış ise bu böyledir. Allah’ın rızası olmayan her şeyden selâmet dileriz.</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Bu rivayetin uydurma olduğuna bir başka
delil de; nasıl olur da Peygamber (s.a.s) sahabeden olan her bir
ferde uymamızı tavsiye edebilir? Kaldı ki sahabe arasında âlim olduğu
gibi, ilimde orta seviyeli ve daha da aşağı olanlar vardı. Konuyla
ilgili gelen rivayetlerin uydurma olduğunu söyleyen İbn Hazm şöyle devam eder:
« Çünkü Allah Teala Peygamberi (s.a.s)’i (O, arzusuna göre konuşmaz. O
(bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir) (Necm 3-4) şeklinde
nitelendiriyor ise, Peygamber (s.a.s.)’in şeriata dair bütün
sözlerinin gerçek ve şüphesiz olarak Allah’tan geldiği anlaşılır.
Allah’tan gelen şeyde de ihtilaf olmaz. Çünkü ayette (Eğer o (Kur’an), Allah’tan
başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı ) buyurulmuştur.
Allah ( Birbirinizle çekişmeyin ) ayetiyle bizlere tefrika ve ihtilafı
yasaklar. Dolayısıyla sahabeden her birine tâbî olmamızı Allah Resulu
(s.a.s)’in bizlere emretmesi imkansızdır. Çünkü sahabenin içerisinde birisinin
helal kıldığını haram kılan bulunabilmektedir. Eğer durum böyle olsaydı, Semure
b. Cundup’a uyarak içkinin satışı helâl olurdu. Ebû Talha’ya uyarak ta
oruçlunun dolu yemesi helâl olurdu (orucu bozulmazdı). Bunlar diğer sahabelere
tâbî olunduğunda da haram oluyor. </span><span style="font-size: x-small;"> İbn Abdi’l Berr,
Camiul-İlm (2/91), İbn Hazm, İhkâm (6/82), Nasuriddin el-Albani</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Ayrıca bu söze uydurma demek sahabenin
faziletine dil uzatmak değildir. Size Kuran ve sünnete uymayı tavsiye ederim
diyen bir peygamber Ashabına uymayı tavsiye eder mi? Sadece onların takip
ettikleri yolu takip etmeyi tavsiye eder. Nitekim bu hususta şu rivayet var:</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Peygamberimiz de fırka ve cemaatlere bölünen,
paramparça olan, dalalet ve hüsrana sürüklenen ümmeti içinde kimlerin
kurtulacağı hakkında <strong>“O kurtulanlar kimlerdir yâ Resulullah” </strong>
diye sorulduğunda<strong> “Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yolun aynısını
takip edenlerdir.” buyurmuştur. </strong>Ebû Davut 1- Tirmizî 18</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Sahabeler arasında karşılıklı savaşanlar
olmuştur. O halde sahabeye tabi olmak hidayet yolu olursa savaşan sahabelerden
hangisine uymak hidayet yolu olabilir? Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Muaviye (r.a.)
arasında ve yine Hz. Ali ile Hz. Aişe arasında çıkan savaşlarda her iki tarafta
da sahabeler vardı. Bu durumda yanlış diye bir şeyin olmaması gerekirdi.</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Sahabenin her biri aynı değildi. Sahabe
içerisinde alim olanlarda vardı, alim olmayanlarda vardı. Yani sahabenin her
birine uyarak hidayeti bulmak mümkün değildir. Bununla birlikte bu hadis
Kuran'ın hidayete tabi olma emirlerine de ters düşer. Kuran'da hiç bir ayette
sahabeye uymaktan bahsedilmez. Ancak Allah'a ve Resulüne tabi olmaktan
bahsedilir. Bu da tabi ki göstermektedir ki: hidayet yolu ancak Kuran ve sünnete
tabi olmakla mümkündür.</span></div>
<div align="justify">
<b><span style="font-size: medium;">“Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse ve
Allah'tan korkup O'ndan sakınırsa, işte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler
bunlardır.”</span></b><span style="font-size: medium;"> Nur 24/52</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-family: 'Times New Roman',serif;">
<span style="font-size: medium;">Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki; </span><b><span style="font-size: medium;">“Size
iki şey bırakıyorum. Onlara yapıştıkça sapıtmazsınız. Onların birisi Allah’ın
(c.c.) kitabı, diğeri de peygamberin sünnetidir." </span></b></span>
<span style="font-size: medium;"> İmam Malik-Muvatta-1395; Hâkim,1/93; İbn Abdilber,câmiul
beyan II/24</span></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-8950450508434684982013-09-16T00:56:00.002+03:002013-12-04T09:56:43.304+02:00"Sen Olmasaydın Alemleri Yaratmazdım" sözü hadis değil.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfrq7-V0WDNgGzXaUH9t0Y8wajpO-m2nrSsn-66Tx7sjwN-P6gB741VPHdIlq7a-xXn_7e-NSn5Vxvxq3VSX3l0hyphenhyphen60-BcoQVju-ndA2BFbhyjI4Zo40ugf6WKcr4U5xvnYOmidN0JZGE/s1600/alemleri.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="103" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfrq7-V0WDNgGzXaUH9t0Y8wajpO-m2nrSsn-66Tx7sjwN-P6gB741VPHdIlq7a-xXn_7e-NSn5Vxvxq3VSX3l0hyphenhyphen60-BcoQVju-ndA2BFbhyjI4Zo40ugf6WKcr4U5xvnYOmidN0JZGE/s200/alemleri.jpg" width="200" /></a></div>
<div align="justify">
<b><span style="font-size: medium;">“Sen Olmasaydın (Sen Olmasaydın) Alemleri
Yaratmazdım”</span></b></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Hadis Ulemasından; İmamı Abdul Fettah Ebu
Gudde, Acluni, Aliyyul kari, Hac Ahmet, Kavukcu, Sagani ve Şevkani bu sözün
hadis olmadığını söylerler.</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Fevaid-Şevkani-sy.326-hd.no(18) Keşfül hafa-Acluni-c.2-sy.214-hd.no(2124)
Lülü-Kavukcu-sy.154 hd.no(452) Masnu-Aliyyul kari-sy.150-hd.no(255) Mevzuat-Aliyyul
kari-sy.295-296-hd.no(385) Münteka-Hac Ahmet-sy.609-hd no(914) Risaletül
Mevdua-Sagani-sy.7</span></div>
<div align="justify">
<b><span style="line-height: 1.3em;"><span style="font-size: medium;">Beyhakî'ye
göre hadis zayıftır İbn Maîn, Ahmed b Hanbel, Nesâî gibi muhaddisler seneddeki
ravilerden Abdurrahman b Zeyd'in zayıf olduğunu söylemişlerdir.</span></span></b></div>
<div align="justify">
<b><span style="line-height: 1.3em;"><span style="font-size: medium;">İbnü'l-Cevzî
el-Mevzûatü'I-Kübra'da (i/288) "Bu hadis, hiç şüphesiz uydurma bir hadistir.
Senedinde meçhul ve zayıf raviler bulunmaktadır", diye reddetmiş ve hadisin
senedindeki raviler hakkındaki muhaddis imamların görüşlerini nakletmiştir.</span></span></b></div>
<div align="justify">
<b><span style="line-height: 1.3em;"><span style="font-size: medium;">İmam
Zehebî bunun mevzu olduğunu söylemiştir İbn Kesîr'in Târih'inde batıl olarak
değerlendirdiği bu habere Hafız İbn Hacer el-Askalanî Lisânu'l-mîzan'ında
muvafakat göstermiştir.</span></span></b></div>
<div align="justify">
<span style="line-height: 1.3em;"><b><span style="font-size: medium;">İbn
Teymiyye bu konuda şunları söylüyor:<br />
<br />
</span></b><span style="font-size: medium;">"el-Hâkim'in bu hadîsi rivayet etmiş olmasına karşı
çıkılarak reddedilmiştir. <br />
Üstelik bizzat kendisi "Kitâbü'l-Medhal ilâ-Ma'rifeti's-Sahîh mine's-Sakim"
(Sahîh Hadîsi Sakîm Haberden Ayırmaya Giriş) adlı eserinde şunları
söylemektedir:<br />
"Abdurrahmân b. Zeyd b. Eşlem, babasından, üzerinde düşünen hadîs erbabının
gözünden bizzat onun tarafından uydurulduğu kaçmayacak olan mevzu hadisler
rivayet etmiştir". <br />
Ve yine diyorum ki: Hadîs âlimlerinin ittifakıyla Abdurrahmân b. Zeyd b.
Eşlem, zayıf bir râvî olup çok çok hata yapan birisidir. <br />
Ahmed b. Hanbel, Ebû Zür'a, Ebû Hatim, Nesâî, Dârakutnî ve diğer hadîs
otoriteleri onun zayıf olduğunu belirtmişlerdir. <br />
Ebû Hatim İbn Hibbân şunları söyler: <br />
"Abdurrahmân farkında olmaksızın haberleri maklûb hâle getirir, altını üstüne
çevirirdi. Rivayetlerinde mürsel haberleri merfû, mevkufları müsned göstermesi
gibi durumlar o kadar çoğaldı ki, terkedilmeyi haketti". (İbn Teymiyye Külliyatı
c:1, s: 336)</span></span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Ayrıca bu hadis yaratılış gayesini apaçık
belirten ayetlere de ters düşmektedir.</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;"><b>"O, hanginizin daha güzel amel yapacağını
sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok
bağışlayandır." </b>Mülk 67/2</span></div>
<div align="justify">
<b><span style="font-size: medium;">"</span></b><span style="color: black;"><span style="font-size: medium;"><b>Ben
cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."</b> Zariyat
51/56</span></span></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-5867233866516770242013-09-16T00:52:00.003+03:002013-12-04T09:56:57.166+02:00"Ümmetimin ihtilafı rahmettir" Sözü hadis mi?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTLiwCg2II_ROw54czcOm8C7VHvHHuwpzvMioLViU1VBSgHWryn9TFq7hDxzqG33oVIfRLaeP8jJoQ4ZiZ7FlZKKp-cBkvEls8Cf7Ze7MbOFw30spuPbWxt6ivZzYaTAnWS9pRPEU6aIQ/s1600/544698_483629148337735_254550789_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="123" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTLiwCg2II_ROw54czcOm8C7VHvHHuwpzvMioLViU1VBSgHWryn9TFq7hDxzqG33oVIfRLaeP8jJoQ4ZiZ7FlZKKp-cBkvEls8Cf7Ze7MbOFw30spuPbWxt6ivZzYaTAnWS9pRPEU6aIQ/s200/544698_483629148337735_254550789_n.jpg" width="200" /></a></div>
<div align="justify">
<b><span style="font-size: medium;">"Ümmetimin ihtilafı rahmettir"</span></b></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Bunun aslı yoktur. </span>
<span class="bbc_size"><span style="font-size: medium;">Acluni (Keşfu’l-Hafa ,64), el-Münavi (Feyzü’l-Kadir,
1/210-212), Beyhaki (er-Risaletu'l-Eş'ariyye), Nasr el-Makdisi (el-Hücce) hep
senedsiz olarak nakletmiştir.</span></span></div>
<div align="justify">
<span class="bbc_size"><span style="font-size: medium;">Suyuti Camiu’s-Sağir’de
şöyle demiştir: "Bu hadisi Nasr el-Makdisi, el-Hücce’sinde ve Beyhaki Risaletü’l-Eşari’sinde
senetsiz olarak zikretmiştir.</span></span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Beyhakî, İmam el-Eş'arî'yi müdafaa maksadıyla
kaleme aldığı er-Risâletu'l-Eş'ariyye'sinde [İbn Asâkir, Tebyînu Kezibi'l-Mufterî,
100 vd.] <b>bu hadisi senetsiz olarak nakletmiştir</b>. (İbn Asâkir, Tebyînu
Kezibi'l-Müfterî, 106) </span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Muhaddisler bu rivayetin senedini bulmak
için çokça gayret sarf etmelerine rağmen bunda muvaffak olamamışlar. es-Subki
şöyle der: <b>«Muhaddislerce bu rivayet bilinmemektedir, ben rivayetin ne
sahih ne zayıf ne de uydurma bir senedini bulamadım.»</b>
Ayrıca rivayet, manâ olarak da, muhakkik alimler tarafından münker
görülmüştür. İbn Hazm şöyle der; <b>« Bu söylenen en kötü sözlerdendir,
çünkü eğer ihtilaf rahmet olursa o zaman ittifak ta gazab olur. Hiç bir
Müslüman da bunu söylemez. Çünkü ya ittifak ya da ihtilaf veya rahmet ya da
gazab vardır.»</b> ( İhkâm 5/64)</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Bu rivayetin kötü izlerinden birisi de, bir
çok müslümanın aslı olmayan bu hadis sebebiyle, dört mezheb arasındaki şiddetli
ihtilafları kabul etmesidir. İhtilafa düştükleri konularda Kur’an ve sahih
sünnet’e katiyen dönme çabasında bulunmazlar. Aslında imamları (Allah onlardan
razı olsun), onlara Kur’an ve sahih sünnete dönmelerini emretmişlerdir.
Ancak mukallidler dört mezhebi çeşitli şeriatlar şeklinde görmekteler. Böylece
şeriat’a zıtlık nisbet etmiş olmaktalar! Bu durum bu tür ihtilafların
Allah’tan olmadığını gösteren en büyük delildir. Allah’ın;
(Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok ihtilâf
(tutarsızlık) bulurlardı.) (Nisa 82) ayetini düşünselerdi bu tutarsızlığın, bu
çelişkinin Allah’tan olmadığını anlarlardı. Sonra nasıl olurda mezheblerin
aralarındaki birbirlerine zıt ihtilaflar uyulan bir şeriat ve indirilen
bir rahmet olabilir?! Aslı olmayan bu hadis sebebiyle müslümanlar, dört mezheb
imamından sonra günümüze kadar, bir çok itikadî ve amelî meselelerde ihtilaf
etmeye devam etmişler. Eğer onlar, bir çok Kur’an ayetinin ve hadislerin
kötülediği ve İbn Mesud’un da şer olarak vasfettiği ihtilafı kötü görselerdi
elbette ittifaka koşarlar, çoğu konularda da doğruyu yanlıştan, hakkı da
batıldan ayırırlardı. Sonra da aralarında olabilecek bazı ihtilaflardan dolayıda
birbirlerini mazûr görürlerdi. Ancak niçin uğraşsınlar ki, zaten onlar
ihtilafın rahmet, mezhebleride bu ihtilaflı haliyle çeşitli şeriatler
olduğunu görmekteler?!</span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Muhammed Nasuruddin el-Elbani de şöyle
demişdir: <b>Bu hadisin aslı yoktur. ibni Hazm’dan nakledildiğine göre, o bu
hadis batıl ve mekzubtur</b>, demiştir (Elbani, Silsiletu’l-ahadisu’d-daife ve’l-mevzu’a,
76) </span></div>
<div align="justify">
<span style="font-size: medium;">Sözün özü şudur; dinde ihtilaf
kötülenmiştir. Ondan kurtulmaya çalışmak gerekmektedir. Çünkü ihtilaf,
ümmetin zayıflamasına sebebtir. Allahu Teala’nın dediği gibi: <b>(Birbirinizle
çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider.)</b>
(</span><span style="font-size: medium;">Enfâl 46) Çekişme, ihtilaf’a rızâ göstermek ve bunun
rahmet olduğunu söylemek, ayeti kerim’e ile çatışmaktadır. Bu konuyla
ilgili, aslı olmayan bu rivâyetten başka hiçbir dayanakları yoktur.</span></div>
<a href="http://www.blogger.com/null" name="0">
</a>
<br />
<div align="justify" class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 6pt;">
<span style="font-size: medium;">
Dolayısıyla bu söz uydurma olup asılsızdır! Rasulullah </span>
<span class="Dizin3Char"><b><span style="font-size: medium;">(s.a.s.)</span></b></span><span style="font-size: medium;">
böyle bir söz söylememiştir. Çünkü ihtilafta rahmet olmaz, ayrılık ve parçalanma
olur. Allah </span><span class="Dizin3Char"><b><span style="font-size: medium;">(Azze ve
Celle)</span></b></span><span style="font-size: medium;"> ise bunu yasaklıyor ve kitabında
şöyle buyuruyor:</span></div>
<div align="justify" class="MsoIndex1" style="margin: 0cm 0cm 6pt;">
<span style="font-size: medium;">
<b>“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın! Parçalanıp ayrılmayın…”
</b></span><b style="font-weight: 400;"><i style="font-style: normal;">
<span style="font-size: medium;">Âl-i İmran 3/103</span></i></b></div>
<div align="justify" class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 6pt;">
<span style="font-size: medium;">
Yine Allah<b> </b></span><span class="Dizin3Char">
<b style="font-weight: 400;"><span style="font-size: medium;">(Azze ve Celle)</span></b></span><span style="font-size: medium;">
şöyle buyuruyor: <b>“Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya,
senin onlarla hiçbir alakan yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra
Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.” </b></span>
<b style="font-weight: 400;"><i style="font-style: normal;"><span style="font-size: medium;">
En’âm 5/159</span></i></b></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-11774786567622989782013-09-11T16:19:00.000+03:002013-12-04T09:57:12.516+02:00Sahabenin peygamberin kanını içmesi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDt3tnoro3fK1PduKr5Mdg9rcYUa_60BXNA0GSVm197zSWwQIiNrpCGR425KIYV6P805bXqZWsKiKZmQRygrELMP5_DAB6IisvA6l4AVQIxLSXdF1KdOErEx3Jyxp6KJrdAsslBTVnn38/s1600/kan+i%C3%A7mek.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="158" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDt3tnoro3fK1PduKr5Mdg9rcYUa_60BXNA0GSVm197zSWwQIiNrpCGR425KIYV6P805bXqZWsKiKZmQRygrELMP5_DAB6IisvA6l4AVQIxLSXdF1KdOErEx3Jyxp6KJrdAsslBTVnn38/s200/kan+i%C3%A7mek.jpg" width="200" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Ashab-ı kiramdan Abdulah b.
Zübeyir de çocuk yaşta iken Hz. Peygamber (s.a.v)'in hacamat kanını içmiştir.
Olay şöyle gelişmiştir: Darekutni ve başka hadis kitaplarında nakledildiğine
göre, Abdullah sekiz dokuz yaşlarındayken, Rasulullah (s.a.v) kendisine hacamat
ettirdiği kanını toprağa gömmesi için bir kap içinde vermiş, Abdullah ise
oradan ayrıldıktan sonra tek başına kalınca, kanı gömeceği yerde içmiştir. Geri
dönüp gelince Resulullah (s.a.v): "Ne yaptın?" diye sormuş, o da
kinayeli konuşarak: "Onu ortadan kaldırdım." demiştir. Hz. Peygamber
(s.a.v) durumdan şüphelenip: <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">"Herhalde
onu içtin?" deyince Abdullah: "Evet!.." demiştir.</b></span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Bunun üzerine Peygamber Efendimiz
(s.a.v): "Kanı kanıma karışana ateş temas etmez." buyurmuş ve şunları
da sözlerine eklemiştir: " Veylün leke mine'n nâs ve veylün li'n- nâsi
minke = Yazık insanlardan sana olacaklara, yazık senden dolayı insanlara
olacaklara." </span><span style="font-size: x-small;">(el-Askalânî, el-Metâlibü’l-Âli¬ye, 4:21; el-Heysemî,
Mecma’u’z-Zevâid, 2708; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:554.)</span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Hiçbir alim bu hadisi kan içmenin
helalliğine delil saymamıştır. Çünkü Rabbimiz "Size ölü eti, kan haram
kılındı…" buyurmaktadır. Dolayısı ile bu hükmü istisna edecek başka bir
delil bulunmamaktadır. <o:p></o:p></span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Abdullah (r.a.) büyük ihtimalle bu
ayetin nuzulünden önce bunu yaptı. Ya da haramlığını bilerek Resulullah (s.a.s.)’e
olan sevgisinden dolayı onun kanını içti.</span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">1-Bu olay münferit bir olaydır.
Peygamberin sünneti ve cevaz verdiği bir durum değildir. Nitekim hadisin
devamında Peygamberimiz neden böyle yaptığını tenkit etmiştir. Bu olayn kanın
haram kılınmasından önce olabileceğini göstermektedir. Çünkü sahabe asla
Allah’ın emrine muhalefet etmezdi.</span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">2-Bu olay bir sahabenin peygamber
sevgisi nedeniyle yaptığı hatadan ibarettir. Bunu Müslümanların yapması gereken
bir sünnetmiş gibi eleştiri konusu yapanlar İslam düşmanlarından başkası
değildir.</span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: large;">Sahabenin peygamberin idrarını içmesi<o:p></o:p></span></b></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Umeyme binti Rukayka'nın
bildirdiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Hurmadan yapılmış bir kabı vardı
ve geceleyin ihtiyaç duyarsa, seriri (karyola, divan) altına koyduğu bu kabına
bevl eder ve onu tekrar karyola altına koyardı. Bir gece yine aynı şekilde ona
ihtiyacını giderdi ve kabı karyolası altına koydu. Daha sonra baktığında kapta
idrar olmadığını gördü. Kaptaki idrarın nerede olduğunu sorunca, onu Hanımı
Ümmü Habibe'nin Habeşistan'dan getirdiği hizmetcisi Bereke'nin içtiğini
söylediler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem: <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">"Büyük
ölçüde kendisini ateşten korudu." </b>buyurdu. Beyhaki</span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">1-Bu olayda da sahabe peygamberin
idrarını yanlışlıkla içmiştir.</span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">2-Peygamberimizi asla idrarını
içmesini kimseye emretmemiştir. İdrardan sakınılması gerektiği ve kabir
azabının nedenlerinden biri olduğunu ifade eden bir peygamber idrarın
içilmesini emretmez.</span></div>
<span style="font-size: large;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">3-Hadisin idrarın içildikten
sonrası hakkında tartışmalar vardır.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<o:p><span style="font-size: large;"> </span></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Şunu da belirtelim ki İslam
düşmanları hep böyle zayıf ve üzerinde tartışma olan hadisleri seçmeleri
insanların kafasında şüphe uyandırma gayretidir. Ancak bunlar beyhude
çabalardır. Çünkü İslam’ın açıklayamayacağı bir şey yoktur.</span></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-30118199854274873172013-09-11T15:00:00.001+03:002013-12-04T09:57:26.853+02:00EBCED HESABININ DİNDE YERİ YOKTUR<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiY59U6bRO6idahmlpTNWbyQWVyh5A7-ekRTrnO49b8qDRDWJGfnkCVwsxl5v4nz0g6ao1XirBKmvLnyCw7C3WNUwWLwsh2Os5qmBf-fngcmrQ60jIUGT-jaSBeScIfpK_V8sz5_m1O_Xc/s1600/nursi_ebced.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="142" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiY59U6bRO6idahmlpTNWbyQWVyh5A7-ekRTrnO49b8qDRDWJGfnkCVwsxl5v4nz0g6ao1XirBKmvLnyCw7C3WNUwWLwsh2Os5qmBf-fngcmrQ60jIUGT-jaSBeScIfpK_V8sz5_m1O_Xc/s200/nursi_ebced.jpg" width="200" /></a><span style="font-size: 14pt;">Ebced
hesabı ile, özel alfabetik bir düzenle Kuran harflerinin her birine değer
atanarak kelimelerin sayısal anlamda ifade edilmesi sağlanır. Harflerin her
birine 1'den 1000'e kadar matematik değerler verilmiştir.<o:p></o:p></span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Ebced
dizilişine göre Arap alfabesi; “elif, bâ, cim, dâl, he, vav, ze, ha, tı, yâ,
kef, lâm, mim, nûn, sin, ayın, fe, sad, kaf, rı, şın, te, se, hı, zel, dad, zı,
ğayın” şeklindedir ve “ebced” ismini de bu dizilişin ilk dört harfinden almıştır.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Ebced
hesabı ile Kur’ân-ı Kerim’in âyet ve kelimelerinden bir takım tarihler çıkarıla
gelmiş ve bazı hakikatlerin sırlarına bu yol ile ulaşılabildiğine inanılmıştır.
Ebced hesabıyla Kuran’ın bir takım sırlarını keşfettiklerini düşünenler ve
gelecekle alakalı bilgiler vermeye kalkanlar olmuştur.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Rabbimiz
Kuran’da şöyle buyuruyor:<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan
başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.”</span></b><span style="font-size: 14pt;"> Neml 27/65<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“Şeytanların kime indiğini size
bildireyim mi? Onlar, 'gerçeği ters yüz eden,' günaha düşkün olan her yalancıya
inerler.”</span></b><span style="font-size: 14pt;"> (Şuara 221-222)<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“Bununla beraber onların çoğu, sadece
biz zan peşinde gider, ama zan gerçek adına hiçbir şey ifade etmez! Şüphesiz
Allah onların ne yaptıklarını çok iyi biliyor.”</span></b><span style="font-size: 14pt;"> (Yunus 36)<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“Sana kitabı indiren O'dur. O'nun bazı
ayetleri muhkemdir ki bunlar; kitabın anasıdır. Diğer bir kısmı da
müteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar; fitne çıkarmak ve te'vile
yeltenmek için müteşabih olanlara uyarlar. Halbuki onun gerçek te'vilini, ancak
Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: Biz ona inandık, hepsi Rabbımızın
katındadır, derler. Ancak akıl sahibleri düşünebilirler.”</span></b><span style="font-size: 14pt;"> (Ali İmran 7)</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Çocuğa isim verilirken h</span><span style="font-size: 14pt;">angi
isimler çocuğun doğduğu seneyi ebced hesabıyla verirse, o isimlerden biri
çocuğa verilmiştir. Meselâ: H. 1311′de doğan çocuğa “Mahmud Bahtiyar”,
“Süleyman Hurşid”, “Yusuf Mazhari’, “Ömer Rıza” ve “Recep Servet” gibi
isimlerden biri verilmektedir. Çünkü bunların her biri 1311 etmektedir.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Peygamberimiz
(s.a.s.)’in harflere bir takım sayısal değerler vererek Kuran’daki kelimelere
manalar verdiğine dair, yada ebced hesabıyla ayetleri izah ettiğine dair bir
rivayet bulunmamaktadır. Ayrıca çocuklara isim verirken de ebced hesabı yaparak
isim vermemiştir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Dolayısıyla
ebced hesabı peygamberimizde örneği olmayan sonradan ortaya çıkarılan bir
bidattir.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">İbni
Abbas r.a.’den rivayet edilen hadiste buyrulur ki;<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;"><strong>“Muhakkak
ki ebced hesabı yapan ve yıldızlara bakan kimselerin Allah katında hiçbir
nasibi yoktur.”</strong> <span style="font-size: x-small;">(Sahihtir. İbn Vehb el-Cami (no:669) İbni Ebi Şeybe (6/129)
Beyhaki Sünen (7/240) Beyhaki Şuabul İman (5196)</span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">İmam
Şatıbi Rahimehullah diyor ki; “Bir çok insan Kur’an üzerindeki iddialarında
sınırı aşmışlar ve ona tabiat ilimleri, matematik, mantık, ilm-i huruf gibi
öncekilerin – sonrakilerin bütün ilimlerini yüklemişlerdir. Bu iddia yanlıştır.
Kaldı ki, sahabe, tabiun ve selefi Salihin, Kur’anı ve Kur’an ilimlerini,
Kur’anda bulunan esrarı en iyi bilen kimselerdi. Bununla birlikte onlardan hiç
kimsenin bu iddia doğrultusunda söz ettiği bize gelmemiştir. Onlar, Kur’andan
sadece tevhid delilleri, teklifi hükümler, ahiretle ilgili hükümler ve bunlarla
ilgili konuların ispatına çalışmışlardır. Eğer onların bu iddia doğrultusunda
çabaları olsaydı meselenin esasına delalet edecek şeyler mutlaka bize ulaşırdı.
Böyle bir şey ulaşmadığına göre bu iddianın onlarda mevcut olmadığı anlaşılır.
Bu da Kuran’da onların iddia ettiği gibi bütün ilimlerin esaslarının
bulunmadığına bir delildir.”<o:p></o:p></span></div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-13004248189245866402013-08-29T15:44:00.000+03:002013-12-04T09:57:50.818+02:00KUR’AN’I ABDESTSİZ OKUMAK CAİZDİR<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>
</b><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKZpM9HxTngQsFPdM24Jb-AUOj54Z4IzuSUABIxK8wwvdDtdllApCOdtEdhxCvRNDaQ3fIaxnLc_Cqx-9zSfItUNTTPV0VHVxfd22EG7LaU7QI-1ZNQyzDJoPdkKi_pRT_dbTs-bXv_OI/s1600/abdest.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="175" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKZpM9HxTngQsFPdM24Jb-AUOj54Z4IzuSUABIxK8wwvdDtdllApCOdtEdhxCvRNDaQ3fIaxnLc_Cqx-9zSfItUNTTPV0VHVxfd22EG7LaU7QI-1ZNQyzDJoPdkKi_pRT_dbTs-bXv_OI/s200/abdest.png" width="200" /></a></b></div>
<b><span style="font-size: 14pt;">“Doğrusu bu Kitap, sadece arınmış olanların
dokunabileceği, saklı bir Kitap'da (Levh-i Mahfûz’da) mevcutken Alemlerin Rabbi
tarafından indirilmiş olan Kuranı Kerim'dir.”</span></b><span style="font-size: 14pt;">
Vakia 56/77-80</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Bu ayetleri 77. ayetten 80. ayete kadar bütünüyle okuyarak ve nüzul sebebine
bakarak anlamak gerekmektedir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Vakia suresinin 79. ayetinde geçen bir cümleyi içinden çekerek ayetin öncesine
ve sonrasına bakmadan abdestsiz okunamayacağına dair delil olarak
getirmektedirler.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;"> </span>
<span dir="RTL" lang="AR-SA" style="color: black; font-size: 22pt;">لَّا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ</span><span dir="RTL" lang="AR-SA" style="color: black; font-size: 14pt;">
</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Bunu delil olarak alıp, Kuran’ın abdestsiz okunamayacağını söylemişlerdir. Oysa
temiz olanların dokunabileceği ifadesi Levh-i Mahfûz’daki ana kitap için
kullanılmıştır. Çünkü bu ayetler indiğinde Kuran’ı kerim henüz toparlanmamıştı
ve mushaf halinde bile değildi. Şayet ayetlere dokunulamaz denilirse onlara
şöyle deriz; o halde neden peygamberimizin gayrı Müslimlere gönderdiği
mektuplarda ayetler yazılıydı. Abdestsiz dokunulmayacağı ayeti Kuran ayetlerine
abdestsiz el sürmemek olarak algılansaydı en başta peygamberimiz elçileriyle
gönderdiği mektuplarına ayet yazmazdı.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki; <b>Bana Ebu Sufyan haber verdi ki; Hirakl,
Nebi (s.a.s.)’in mektubunu getirtti ve okuduğunda şunların yazılı olduğunu
gördü: “Bismillahirrahmanirrahim. Ey ehl-i kitab! Ortak kelimeye geliniz…”</b>
Ayetin tamamını okudu. <a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftn1" name="_ftnref1">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: 14pt;">[1]</span><!--[endif]--></span></a></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>
<span style="font-size: 14pt;">DOKUNAMAMAKTAN KASIT, ŞEYTANLARIN LEVH-İ
MAHFUZ’DAKİ ANA KİTABIN YANINA YAKLAŞIP BİLGİ HIRSIZLIĞI YAPAMAMALARIDIR.</span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Bu ayet, kafirlerin, <b>"Kur'an'ı Muhammed'e Allah vahyetmiyor. O'na cinler ve
şeytanlar ilka ediyorlar" </b>şeklindeki iddialarına bir reddiyedir. Nitekim bu
iddialanın cevabı Kur'an'ın muhtelif yerlerinde verilmiştir. Örneğin, Şuara
Suresi'nde (210-212) şöyle buyurulmuştur:</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>
<span style="font-size: 14pt;">"O Kur'an'ı şeytanlar indirmedi. Bu onlara
yaraşmaz ve zaten yapamazlar da, çünkü onlar işitmekten uzaklaştırılmışlardır."</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Aynı konu bu ayette de ele alınmıştır. "İlla'l-Mutahharun" (Temiz olanlar hariç)
Yani Kur'an'ın vahyolunmasına, nüzulüne, değil şeytanların müdahale etmesi,
tahir (temiz) olan meleklerden başkası onun yanına dahi yaklaşamaz. Melekler
için "mutahharûn" ifadesinin kullanılmasının nedeni, Allah'ın onları her türlü
kötülükten arınmış varlık kılmış olmasıdır.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Bu ayeti, Enes bin Malik, İbn Abbas, Said bin Cübeyr, İkrime, Mücahid, Katade,
Ebu-l Aliye, Süddî, Dahhak ve İbn Zeyd yukarıda açıkladığımız şekilde
yorumlamışlardır. Nitekim ayetin siyak ve sibakından da aynı anlam çıkmaktadır.
Zira bu ayet, kafirlerin Tevhid ve Ahiret akidesi hakkında yanlış düşünceleri
beyan edilirken onların bu yanlışlarının vurgulanması sadedinde zikredilmiştir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Kur'an yüce bir kitap olduğu ve hiç kimsenin ona müdahale edemeyeceği
gerçeğinden hareketle yıldızlar üzerine yemin edilmiştir. Çünkü O, Allah indinde
mahfuzdur ve ayrıca Hz. Peygamber'e (s.a.s.) nazil olurken pâk ve temiz (Mutahharûn)
meleklerden başkası O'na yaklaşamaz. Bazı müfessirler ayette geçen (La) yı nehiy
La'sı olarak kabul etmiş, ayeti "temiz olanlardan başkasının Ona dokunmaması
gerekir" şeklinde yorumlamıştır. Bazıları ise nehiy "La"sı olarak kabul etmiş ve
ayete "temiz olanlardan başkası Ona dokunamaz" şeklinde anlam vermiştir. Bu
müfessirler, bu nehyin, Rasulullah'ın (Müslümanlar kardeştir. Biri diğerine zulm
etmez." hadisindeki gibi kullanıldığı görüşündedirler. Yani, "Bir Müslüman
diğerine zulmetmesin" denilmek istenmiştir. Dolayısı ile ayetin anlamı da "temiz
olmayan bir kimse Kur'an'a dokunmasın" şeklinde anlaşılmalıdır.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Ancak bu yorum ayetin siyak ve sibakı ile uygunluk arzetmemektedir. Çünkü ayette
kafirlere seslenilmektedir. Yani şöyle buyurulmuştur: "Bu, Allah tarafından
nazil edilen bir sözdür ve "Rasulullah'a cinler ve şeytanlar ilka ediyorlar"
şeklindeki düşünceniz batıldır. Zira O'na temiz olandan başkası yaklaşamaz
bile."</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>
<span style="font-size: 14pt;">Görüldüğü gibi bu ayetten, "Kur'an'a abdestsiz
dokunmak yasaktır" şeklinde fıkhi bir hüküm çıkarmak doğru değildir ve açıkça
ayetin nüzul sebebinin de bu olmadığını söyleyebiliriz.
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: 14pt;">[2]</span></span></span></b><span style="font-size: 14pt;"></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;"> Said Bin Cübeyr , İkrime, Said b. El-Museyyeb , Davud, İbn Hazm , Buhari ,
Taberi, İbnul Münzir ve başka âlimler cünübün Kur’an okumasında sakınca
görmemişlerdir. <a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftn3" name="_ftnref3">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: 14pt;">[3]</span></span></a></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Ebu Miclez’den; “İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın yanına girdim ve ona; “Cünüp
Kur’an okuyabilir mi?” diye sordum. Dedi ki; “Sen girdiğinde ben cünüp olduğum
halde Kur’an’ın yedide birini okumuştum.” İkrime de cünübün Kur’an okumasında
sakınca görmezdi. Said b. El-Museyyeb’e: “Cünüp Kur’an okuyabilir mi?” diye
soruldu. Dedi ki: “Evet, zaten ezberinde bulunmuyor mu?”
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftn4" name="_ftnref4"><span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: 14pt;">[4]</span></span></a></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
İbrâhîm en-Nahaî: Hayızlı kadının âyet okumasında be's yoktur, demiştir.
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftn5" name="_ftnref5"><span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: 14pt;">[5]</span></span></a></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
İbn Abbâs (r.a.)’da: Cünübün kıraat etmesinde bir be's görmemiştir.
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftn6" name="_ftnref6"><span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: 14pt;">[6]</span></span></a></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>
<span style="font-size: 14pt;">MÜSLÜMAN NECİS DEĞİLDİR.</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Ebu Hureyre (r.a.)’den dedi ki; “Medine yollarından birinde, ben cünüp iken
Rasulullah (s.a.s.) bana rastladı. Gizlendim, gidip yıkandım ve geldim.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Rasulullah (s.a.s.): <b>“Nerede kaldın Ya Eba Hureyre?”</b> dedi.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Ben: <b>“Cünüp idim, temizlenmeden seninle beraber oturmayı doğru bulmadım.”</b>
dedim. Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: <b>“Subhanallah, Müslüman necis
olmaz.” </b>buyurdu <a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftn7" name="_ftnref7">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: 14pt;">[7]</span><!--[endif]--></span></a></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>
<span style="font-size: 14pt;">NAMAZ KILMAK İÇİN ABDEST EMRİ VAR<br />
</span></b><span style="font-size: 14pt;">Rabbimiz namaz kılmak için kasteden
birine abdest alması gerektiğini açıkça belirtmektedir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQggIsEb4kFJ9zUcFSrUhZHaAu2F6E3K6Fpjbh2tJwg8HbmUB8nrth9ZzqCc0S-4NVik9XBs-PBljT66aPaFTj0qq1eqUHZtqcWU4u_kfjHb0GMmC1UlvldlGu4KT6RBJon883c1ZEQpE/s1600/imagesCA0UF4T7.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQggIsEb4kFJ9zUcFSrUhZHaAu2F6E3K6Fpjbh2tJwg8HbmUB8nrth9ZzqCc0S-4NVik9XBs-PBljT66aPaFTj0qq1eqUHZtqcWU4u_kfjHb0GMmC1UlvldlGu4KT6RBJon883c1ZEQpE/s1600/imagesCA0UF4T7.jpg" /></a><b>
<span style="font-size: 14pt;">“Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman
yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın).”</span></b><span style="font-size: 14pt;">
Maide 5/6</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>
<span style="font-size: 14pt;">KURAN OKUMAK İÇİN İSE ŞEYTANDAN SIĞINMA EMRİ VAR</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<span dir="RTL" lang="AR-SA" style="color: black; font-size: 22pt;">فَإِذَا
قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span dir="RTL" lang="AR-SA" style="color: black; font-size: 14pt;">" </span><b><span style="font-size: 14pt;">Kur'an okuyacağın zaman; kovulmuş
şeytandan Allah'a sığın.”</span></b><span style="font-size: 14pt;"> Nahl 16/98</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Şayet Kuran okumak için abdest almak gerekseydi, Rabbimiz “<b>Ey iman edenler!
Kuran okumak istediğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi
yıkayın.” </b>Buyururdu.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">
Netice olarak diyebiliriz ki; abdestsizin ve cünüp olanın mushafa dokunmayacağı
hakkında Kur’an ve sünnetten açık bir delil bulunmamaktadır. Ancak alimlerimiz
Kur’an’ı Kerim’in abdestsiz olarak her halde okunabileceğini ancak abdestli iken
okumanın daha faziletli olacağını söylemişlerdir.</span></div>
<br />
<div style="mso-element: footnote-list;">
Musab Köylüoğlu<!--[if !supportFootnotes]--><br />
<br />
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftnref1" name="_ftn1"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="font-family: Times New Roman;"><span style="font-size: x-small;">[1]</span></span><!--[endif]--></span></a><span style="font-size: x-small;">
(Buhari (1/78, 6/128, 8/186) Buhari Halku Ef’ali’l-İbad (496-500) İbn Hazm
el-Muhalla’da (1/82)</span><br />
<div id="ftn2" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftnref2" name="_ftn2"><span style="font-size: x-small;">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman;">[2]</span><!--[endif]--></span></span></a><span style="font-size: x-small;">
Tefhimu’l Kuran Tefsiri</span></div>
</div>
<div id="ftn3" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftnref3" name="_ftn3"><span style="font-size: x-small;">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman;">[3]</span><!--[endif]--></span></span></a><span style="font-size: x-small;">
(İbn Ebi Şeybe (1/126) Abdurrazzak (1/261 no: 1310) İbn Hazm el-Muhalla
(1/82) Buhari (Hayz 7) El-Evsat (1/313) El-Begavi Şethus Sünne (2/43) Elbani
Temamul Minneh (s.118) İrvaul Galil (2/245) Fetaval Ezher (8/88, 419)</span></div>
</div>
<div id="ftn4" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftnref4" name="_ftn4"><span style="font-size: x-small;">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman;">[4]</span><!--[endif]--></span></span></a><span style="font-size: x-small;">
İbn Munzir el-Evsat no: 604</span></div>
</div>
<div id="ftn5" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftnref5" name="_ftn5"><span style="font-size: x-small;">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman;">[5]</span><!--[endif]--></span></span></a><span style="font-size: x-small;">
Buhari-Hayz-8</span></div>
</div>
<div id="ftn6" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftnref6" name="_ftn6"><span style="font-size: x-small;">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman;">[6]</span><!--[endif]--></span></span></a><span style="font-size: x-small;">
Buhari-Hayz-8</span></div>
</div>
<div id="ftn7" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=6532081785382898189#_ftnref7" name="_ftn7"><span style="font-size: x-small;">
<span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]-->
<span style="font-family: Times New Roman;">[7]</span><!--[endif]--></span></span></a><span style="font-size: x-small;">
(Buhari, Gusl: 23(285) Müslim (371) Ebu Davud (231) Tirmizi (121) Ahmed b.
Hanbel (2/235, 382, 471) Nesai (1/145) Beyhaki (1/189)</span></div>
</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-73008626522249765842013-08-19T13:25:00.001+03:002013-12-04T09:58:06.657+02:00HIZIR (A.S.) KİMDİR?<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-vp9s4Qc_uooCYHwLPiwk8I8jRQyLBlQ9I8NOkvCNcYFTTm_KOEbOyVKZypOOI9jluk1Z6AHhg4BlWXe_2tneZgxV-TFOW-9PTJmgf0eCXfp6vuiy6KhfM9mJtNnaWrHza0jtGorGGKg/s1600/h%C4%B1z%C4%B1r.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-vp9s4Qc_uooCYHwLPiwk8I8jRQyLBlQ9I8NOkvCNcYFTTm_KOEbOyVKZypOOI9jluk1Z6AHhg4BlWXe_2tneZgxV-TFOW-9PTJmgf0eCXfp6vuiy6KhfM9mJtNnaWrHza0jtGorGGKg/s1600/h%C4%B1z%C4%B1r.jpg" /></a><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">HIZIR (A.S.) KİMDİR?<o:p></o:p></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Kur'ân-ı
Kerîm'de, Hızır (a.s.)'ın isminden açıkça bahsedilmez. Ancak sözü edilen şahsın
Hızır (a.s.) olduğu Peygamber efendimizden gelen sahîh hadislerde bu şahsın
Hızır olduğu belirtilmiştir</span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“Hani Mûsâ, beraberindeki gence şöyle
demişti: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun
zaman gideceğim. Onlar iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını
unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti. Oradan uzaklaştıklarında
Mûsâ beraberindeki gence, “Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok
yorgun düştük” dedi. Genç, “Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı
unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık
şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti” dedi. Mûsâ: “İşte
aradığımız bu idi” dedi. Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisingeri
döndüler. Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan
kendisine bir ilim öğrettiğimiz <u>kullarımızdan bir kulu buldular.</u>”</span></b><span style="font-size: 14pt;"> Kehf 18/60-65<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Hızır
(a.s.) hakkında ayette kullarımızdan bir kul ifadesi geçmektedir. Bu ifade
insanlar için kullanılabildiği gibi melekler içinde kullanılmıştır. (Enbiya:
26, Zuhruf: 19. ayetlerine bakınız) Müfessirler bu hususta farklı görüşler öne
sürmüşlerdir. Kimi insan yani peygamber olduğunu, kimi melek olduğunu, kimi de insanlar
için belirlenen sınırlarla bağımlı olmayan başka bir yaratık olduğu da
söylemiştir. Bu hususta kesin bir şey söylemek mümkün değildir.<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">HIZIR (A.S.) YAŞAMIYOR<o:p></o:p></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“Biz senden önce hiçbir beşere/insana
ebedilik/ölümsüzlük vermedik”</span></b><span style="font-size: 14pt;">
(Enbiya-21/34) <o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">İbn
Kesir, “el-Bidaye ve’n-Nihaye” adlı eserine çokça alıntı yaptığı kitabından
gerekli bilgileri verdikten sonra İbn Cevzî’den şu bilgiyi aktarıyor:<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">“Eğer
Hızır (a.s.) bir melek değil de bir beşer ise, o da bu ayetin ifade ettiği
genel hüküm içerisinde yer alır. Onun kıyamete kadar yaşayacağı gibi, ona özel
bir durum veya statü söz konusu olamaz, meğer ki ortada sahih bir delil
bulunabilsin.”<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">İbn
Kesir daha sonra diyor ki: </span><span style="font-size: 14pt;">“Burada
esas ölçü, konu sabit oluncaya kadar, onun hayatta olmadığıdır. Kaldı ki,
herhangi bir masum kimseden, yani bir Peygamberden de, sadece Hızır için böyle
bir ayrıcalık olduğunu ifade eden bir söz veya rivayet de gelmiş değil ki, onu
kabul etmek farz olabilsin.”<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Yine
İbn Kesir diyor ki; “İbn Cevzî’nin söz konusu kitabında getirdiği delillerden
biri de yüce Allah’ın şu ayetidir. Yüce Allah buyuruyor ki: <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Hani Allah, Peygamberlerden: ‘Ben size
Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber
geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz’ diye söz almış; ‘Kabul
ettiniz ve ahdimi yüklendiniz mi?’ dediğinde, ‘kabul ettik’ cevabını vermişler,
bunun üzerine Allah: ‘O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlik
edenlerdenim, buyurmuştu”</b> (Ali İmran-3/81) ayetini Buharî zikrediyor.<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Eğer
Hızır (a.s.) gerçekten yaşıyor olsaydı Peygamber(s.a.s.) zamanında onun değerli
ve şerefli anları ve halleri, Rasulullah (s.a.s.) ile beraber geçireceği
vakitler ve durumlar bize rivayet edilirdi.<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Abdullah
ibni Ömer (R. Anhuma) şöyle dedi:<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">“Rasulullah
(s.a.s.) ömrünün sonunda bize yatsı namazı kıldırdı. Selam verdikten sonra
ayağa kalktı ve: <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">‘Bakın şu geceniz
varya, işte bu geceden itibaren yüz yılın başında bugün yeryüzünde olanlardan
hiçbir kimse kalmayacaktır!’ buyurdu.”</b> Buhari 1/269, Müslim 2537/217, Ebu
Davud<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Cabir
bin Abdullah (R. Anhuma) şöyle dedi:<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> “Rasulullah
(s.a.s.): ‘Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, şayet Musa hayatta
olsaydı, bana tâbî olmaktan başka bir şey yapamazdı!’ buyurdu.” </b>Ahmed bin
Hanbel Albani İrva 1589, Albani Sahiha 3207<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;"><o:p> </o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">İbni Kayyım el-Cevziyye <strong>(Rahmetullahi Aleyh)</strong>
şöyle demiştir:<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 6pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“Hızır’ın
yaşadığına dair rivayet edilen bütün hadisler uydurma olup asılsızdır!!!
Hızır’ın hayatta olduğuna dair tek bir sahih hadis mevcut değildir!!!”<o:p></o:p></span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 6pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Şeyhu’l İslam ibni Teymiye <strong>(Rahmetullahi
Aleyh)</strong> şöyle demiştir:<o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 6pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">“Sahabe
arasında, kendisine Hızır’ın geldiğini iddia eden hiç kimse çıkmamıştır!!!
Çünkü Musa </span></b><strong><span style="font-size: 14pt; font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">(a.s.)</span></strong><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14pt;">’ın çağdaşı olan Hızır, vefat etmiştir.
Birçok kimseye gelip görünen Hızır, ancak ve ancak ya insan suretine girmiş bir
cin ya da yalancı bir insandır!!!”</span></b><span style="font-size: 14pt;"> <em><b><span style="font-style: normal; mso-bidi-font-style: italic;">İbni Teymiye Külliyat 1/331<o:p></o:p></span></b></em></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 6pt; text-align: justify;">
<em><span style="font-size: 14pt; font-style: normal; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;">Dolayısıyla Hızır (a.s.)’ın sıkıntılarını giderdiğini, yardımına
koştuğunu, sabah namazına kaldırdığını iddia etmek şirktir. <b>“Her geceyi
kadir, her gördüğünü Hızır bil” </b>yada </span></em><strong><span style="font-size: 14pt;">'kul daralmazsa Hızır yetişmezmiş' gibi. </span></strong><em><span style="font-size: 14pt; font-style: normal; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;">şeklindeki ifadeler İslam dışı şirk olan ifadelerdir.</span></em><span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<o:p> </o:p></div>
<div style="text-align: justify;">
Musab Köylüoğlu</div>
Unknownnoreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-43789204896800500272013-08-19T13:19:00.001+03:002013-12-04T09:58:27.420+02:00VAHHABİLİK NEDİR?<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_N69HRgoaKeGRVgP273N7T4cF8vl67eDtH7AeKwXhvAAKVp8KaRS3Td42m-CGTH3qAU_u3qETmqNgtInWoHvx490wtejVwMg7LJtmAeZNcStouzmV0qAJYCzxFfWrk7Mo9rPpdYHaIh4/s1600/vahhabilik.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_N69HRgoaKeGRVgP273N7T4cF8vl67eDtH7AeKwXhvAAKVp8KaRS3Td42m-CGTH3qAU_u3qETmqNgtInWoHvx490wtejVwMg7LJtmAeZNcStouzmV0qAJYCzxFfWrk7Mo9rPpdYHaIh4/s1600/vahhabilik.jpg" /></a><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-size: 14pt;">Vahhabilik nedir?<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Muhammed b. Abdilvehhâb hicrî 1115 (m. 1703) yılında doğdu. Genel
olarak 18. Asrın başlarında Arabistan'ın Necd bölgesi Teym kabilesine mensup <a href="http://www.mumsema.com/peygamberimizin-hayati/19035-hz-muhammedin-mucizeleri.html" target="_blank"><span style="color: #650000; text-decoration: none; text-underline: none;">Muhammed</span></a> ibn Abdülvehhâb ismindeki zatın itikâdî düşüncelerini
savunanlara bu isimlendirme yapılır. Vahhabilik diye biz mezheb kurulmuş
değildir. Muhammed Bin Abdulvehhab Kuran ve sünnet ölçülerinde fikirleri olan
ve bunu savunan biriydi.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Özellikle Türkiye de onun İngiliz ajanı olduğu hakkında iftiralar
atılmaktadır. Oysa bu iddia iftiradan başka bir şey değildir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">Muhammed
bin Abdulvehhab (r.h) "nevakizul İslam" adlı risalesinde şöyle der: "Müslüman’ın
tekfir edildiği, İslam'ı bozan hallerden sekizincisi; Müslümanlara karşı
müşriklere yardım etmek ve onlara destek olmaktır. Zira Allahu Tealâ şöyle
buyurur:<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> "Ey iman edenler!
Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar.
İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır." </b>(Maide 5/51)<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 14pt;">O
hep kuran ve sünnet ölçülerine göre yaşamaya çalışan biriydi. Ancak yaşadığı
dönemde tarikatlerin etkisinde olan Osmanlı yönetimi zamanın şeyhu’l İslam’larının
fetvalarıyla karşı çıkıldı. Ve ona bir çok iftiralar atılmıştır.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">“Muhammed b. Abdulvehhab Hicri 1158 (m. 1745) yılından, 1206’da
(m. 1791) vefat edene kadar cihad ve davetle meşgul oldu. Cihad ve çağrı
yaklaşık 50 yıl boyunca hak için cenk, cidal, Allah ve Rasûlünün buyurduğunu
izah, dine davet ve Allah Rasûlünün getirdiklerini aktarmakla devam etti. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Allah Teâlâ’nın emir buyurduğu gibi ma’rûfu
emretti, munkerden nehyetti. Artık şehirlerde, köylerde, yollarda, badiyelerde
emniyet hakim oldu. Badiyeliler hadlerini bildiler ve Allah’ın dinine girip
hakkı kabul ettiler. Üstad bunların arasında daveti yaydı ve onlara rehberler,
sahra ve badiyelere de davetçiler gönderdi. Beldelere ve köylere de hocalar,
eğiticiler ve kadılar gönderdi. Bu büyük hayır ve apaçık hidayet tüm Necd
bölgesini kapladı, hak yayıldı, Allah’ın dini hakim oldu.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Özetlersek, Üstad Muhammed b. AbdulVehhâb Allah’ın dinini ilan,
insanları Allah’ı tevhîde irşad, dine katılan hurafe ve bidatları reddetmek
için kıyam etti. Ve yine insanları hakka tabi olmaya mecbur etmek, batıldan men
etmek, ma’rûfu emretmek, münkerden nehyetmek için kıyam etti. Onun davetinin
özeti işte budur.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">O akidede selef-i sâlihînin yolu üzeredir. Allah’a, isimlerine,
sıfatlarına, meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına, ahiret gününe, hayrı ve
şerriyle kadere inanan birisidir. O tevhîd üzere Allah’a inanmada, ibadeti
Allah’a has kılmada, zatına yakışır şekilde O’nun isimlerine ve sıfatlarına
inanmada Islam imamlarının yolu üzeredir. Allah’ın sıfatlarını iptal etmez,
O’nu mahlukatına benzetmez. Ölümden sonra dirilip kalkmaya, cezaya, hesaba,
cennete-cehenneme ve diğer şeylere imanda da böyledir. Iman hususunda selefin
düşündüğü gibi düşünür: Iman söz ve amelden müteşekkildir, artar ve eksilir,
taatla artar, masiyetle azalır der. Bunların hepsi onun inandıkları
şeylerdendir. O hem söz, hem de fiil olarak selefin yolu ve itikadı üzere idi.
Onların yolundan kesinlikle ayrılmamıştır. Bu konularda bir mezhep veya bir
ekole bağlı kalmamıştır. Sahabe ve onlara hakkıyla tabi olan selef-i sâlihînin
yolundan gitmiştir.” </span><span style="color: black; font-size: 11pt;">(bknz.
AbdulAziz bin Baz, Muhammed bin AbdulVehhab, daveti ve hayati)</span><span style="color: black; font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-size: 14pt;">Onun söyledikleri ve savundukları Kuran ve sünnetten başka bir şey
değildi. Bu yüzden aynı şeyleri söyleyen herkese Vahhabi damgası vuruldu. Oysa Muhammed
b. Abdulvehhab’da selefin yolu ve itikadı üzere idi. Yani Vahhabilik bir mezheb
değildir. Aslolan mezheb selefin yolu ve itikadı üzere gitmektir.</span><br />
<br />
<br />
Musab Köylüoğlu<span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></div>
Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-29144370849290401612013-08-12T14:24:00.001+03:002013-12-04T09:58:41.944+02:00Peygamberler haricinde hiçbir kimseye sırlar bildirilmez<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX0G0Ibm64dBpTNY9v1Y5FY5eX0PopYQeJF2BNTJF9_rzK93H8bHEKyMF1021sUo2d8hadIxGkZ-Vfn5rNHgrPZJt0DixMpf7n02A6eEhSF1MsSv8iuiChprnsDYPsImlja6cYc4ZoQGg/s1600/essu_135600534890.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="183" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX0G0Ibm64dBpTNY9v1Y5FY5eX0PopYQeJF2BNTJF9_rzK93H8bHEKyMF1021sUo2d8hadIxGkZ-Vfn5rNHgrPZJt0DixMpf7n02A6eEhSF1MsSv8iuiChprnsDYPsImlja6cYc4ZoQGg/s200/essu_135600534890.jpg" width="200" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Sırra ermek genelde
tasavvufçuların ortaya attıkları bir iddiadır. Dinin bir zahiri ve bir de
batını olduğunu ve batıni kısmının olduğunu ve bu sırra Allah dostu denilen
kişilerin vakıf olduklarını iddia ederler. Kuran ayetlerine de bir
takım batıni yani sırlar yüklemeye çalışırlar. Kendi istekleri doğrultusunda
ayete mana verirken verdikleri mananın işte bu batıni mana olduğunu iddia
ederler.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Bu yüzden Kur’an’ın zahirinin ve
birde batınının olduğu fikrinin yaygınlaşmış ve insanları onu herkesin
anlayamayacağı düşüncesine itmiştir. Bu düşüncedeki insanlar kur’an’ın her bir
cümlesine peygamberin izah etmediği anlamlar yükleyerek ayetleri
katletmişlerdir. Bu tahrifat dinin yanlış anlaşılması ve yaşanmasında telafisi
çok zor zararlar vermiştir. Bu anlayış kur’an’ı hayatın dışına iterek onun
yerine, kur’an’ın bâtıni tefsiri sayılan bir çok hurafe ve yanlış tevil dolu
kitapların geçmesine sebep olmuştur.<o:p></o:p></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Kur’an’ın batını ve zahiri
meselesini bazı fikir akımları öyle bir konuma getirmişlerdir ki; onlara göre
onun zahiri anlaşılabilir Ancak batınını yani sırlarını kendilerince
Allah katından bazı yetkiler verdikleri kimseler anlayabilir. Bu nedenle
Kur’an’dan ayetlerin bâtını olarak kabul ettikleri mesnetsiz sonuçlar
çıkarmışlardır.<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Rabbimiz subhanehu ve Teala şöyle
buyuruyor:<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> “Ve işte onu böyle açık, açık
âyetler olarak indirdik. Ve şüphe yok ki, Allah dilediğine hidayet eder.”</b>
Hac 22/16<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu:
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ben sizi, gecesi gündüzü gibi aydın olan
(gayet açık) bir din üzerinde bıraktım. Benden sonra ancak helâk olanlar, ondan
sapar”</b> Tirmizî, Ebû Dâvûd, Hâkim.</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
O halde Rabbimizin apaçık beyan
ettiğini buyurduğu ve peygamberin gecesi ve gündüzü apaçık yol üzere
bırakıyorum dediği dini sırlar dünyasına gömmek Allah’ın dinine başka
hastalıklar bulaştırmaya çalışmaktır. Hakkında hiçbir delil olmayan yorumlar
yaparak bunun adını da sırra ermek olarak görenler ya cahil yada şeytanın
oyuncağı olmuş kişilerdir.<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Allah’ın sırlarını ancak peygamberlerine bildirir<o:p></o:p></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“O, gaybı bilendir. Hiç kimseye gaybını bildirmez. Ancak
peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır. Rablerinin bildirilerini
tebliğ etmelerini ortaya koymak için her peygamberin önünden ve ardından
gözcüler salar; onların yaptıklarını ilmiyle kuşatır ve her şeyi bir bir
sayar.”</b> Cin 72/26-28</div>
<o:p> </o:p>O halde Allah’ın Gayb yani<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>görülmeyen ve sadece peygamberlere bildirdiği
sırlara erdiğini iddia etmek hangi delile dayanmaktadır.<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Azab’dan kimse emin olamaz<o:p></o:p></b></div>
Ayrıca şu imtihan dünyasında bir
takım insanların sırlara vakıf olması demek onun için imtihan sürecinin sona
ermesi demektir. Çünkü sırlara vakıf olan azabdan da daha çok sakınır. Oysa
Rabbimiz azabından emin olunmaması gerektiğini ifade ediyor:<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Yoksa Allah'ın azabından emin mi oldular? Ancak, kendilerine yazık
eden topluluktan başkası Allah'ın azabından emin olmaz!”</b> A’raf 7/99</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki;</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
“Kendisinden başka ilah olmayan
Allah’a kasem ederim ki, içinizde öyle adam bulunur ki, cennet ehlinin ameli
ile amel eder ve kendisi ile cennet arasında bir zira’dan (Yaklaşık 50 cm)
ziyade mesafe kalmaz. Derken (hükm-i) kitap (yani o yazının hükmü) ona galebe
eder, cehennem ehlinin ameli ile amel eder de cehenneme girer. Keza içinizde
öyle adam bulunur ki, cehennem ehlinin ameli ile amel eder, kendisi ile
cehennem arasında bir zira’dan ziyade mesafe kalmaz. Derken (hükm-i) kitap ona
galebe eder, cennet ehlinin ameli ile amel eder ve cennete girer.” Buhari
–Müslim’de geçen hadisin bir kısmı<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kullarla ilgili sırlara da kimse vakıf değildir<o:p></o:p></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Tasavvufçular şeyhlerinin bir çok
sırra vakıf olduğuna ve insanların gizli hallerine vakıf olduklarına
inanıyorlar. Oysa bunun hiçbir delili bulunmadığı gibi bu iddia küfürdür.<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Ebû Abdullah Târık İbni Eşyem (r.a.)’den
rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: <o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Kim Allah’tan başka ilâh yoktur der ve Allah’tan başka ibadet
edilenleri inkâr ederse, o kimsenin malı ve kanı haram olur. Gizli hallerinin
hesabı ise Allah’a âittir.” </b>Müslim, Îmân 37<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Abdullah İbni Utbe İbni Mes’ûd
der ki: Ömer İbni Hattâb (r.a.)’ı şöyle derken işittim:</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Resûlullah (s.a.s.) zamanında
Allah katından gelen vahiy sayesinde insanlar gizli hallerinden de sorumlu
tutuluyorlardı. Hiç kuşkusuz vahyin arkası kesilmiştir. Biz ise şu anda
sizleri, bize apaçık belli olan davranışlarınız sebebiyle hesaba çekeriz.
Dolayısıyla bize iyi davranışlar gösteren kimseyi, güvenilir kimse bilir ve ona
yaklaşırız. Onun gizli hallerinden hiçbir şeyi araştırmak bize düşmez. O
kişinin gizli halleriyle ilgili hesabını Allah görür. Bize karşı kötü
davranışlar sergileyen bir kimseyi de güvenilir bulmayız. O kişi, gayesinin iyi
olduğunu söylese bile ondan emin olmaz ve kendisini doğrulamayız. Buhârî,
Şehâdât 5</div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Musab Köylüoğlu<o:p></o:p></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-55671539171095384772013-08-12T12:29:00.001+03:002013-12-04T09:59:06.677+02:00TOPLUMUN DEĞİL ALİMLERİN İCMASI HÜCCETTİR<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgc1WsfpLYUuQLmkCjsI4DHt5fkVa5Op22F4AgIFMfGS3UnDHbqf5lzKF7SMBHxjsTlKiCRBSYmsYdy0rOkzy2bXCSwMggcX_i4k1N-csp3Ma7-1ONrx5HmkIxGnf2byKv8dksLqV_7oac/s1600/stk1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="137" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgc1WsfpLYUuQLmkCjsI4DHt5fkVa5Op22F4AgIFMfGS3UnDHbqf5lzKF7SMBHxjsTlKiCRBSYmsYdy0rOkzy2bXCSwMggcX_i4k1N-csp3Ma7-1ONrx5HmkIxGnf2byKv8dksLqV_7oac/s200/stk1.jpg" width="200" /></a><b><span style="color: black;"><span style="font-size: small;"> İSLAM’DA İCMA</span></span></b></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">İttifak etmek, görüş birliğine varmak, azmetmek, kasdetmek. Hz. Peygamber'den sonraki bir çağda amelî bir meselenin şer'î hükmü üzerinde İslâm müctehidlerinin birleşmesi. İslâm hukukunda, müctehidlerin üzerinde ittifak ettikleri dört tane aslî delil vardır: Kitap, Sünnet, İcma, Kıyas. Bilginler İcmâ'ın huccet sayılmasında ittifak etmişlerdir. Müslümanların büyük çoğunluğu da cumhur-u ulemânın icmâ’ını huccet saymışlardır.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b> <span data-mce-style="color: #000000; font-family: Times New Roman; font-size: medium;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">l) Sarih İcma: </span></span></b> <span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Bu, her müctehidin, icma konusu oları fikri kabul ettiğini açıkça söylemiş olduğu icmadır. Bu tür icma, fakihlerin büyük çoğunluğunun ittifakı ile şer'î bir delildir. Böyle bir icma ister her asırda, isterse sadece Sahâbiler asrında vuku bulsun netice değişmez.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b> <span data-mce-style="color: #000000; font-family: Times New Roman; font-size: medium;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">2) Sükûtî İcma: </span></span></b> <span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Herhangi bir asırda, ictihad yetkisi oları fakih belli bir görüşe varır ve bunu ilân ederse ve kendisini tenkit eden çıkmazsa buna "sükutî icma" denir.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b> <span data-mce-style="color: #000000; font-family: Times New Roman; font-size: medium;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">3) Müctehidlerin belli bir ortak noktada ittifak etmeleri: </span> </span></b> <span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Bir mesele üzerinde aynı asırdaki fakihler ihtilafa düşerler ve herhangi bir müctehid, diğerlerinin görüşüne her yönden zıt bir ictihad'da bulunmazsa, bu durumda aralarında görüş ayrılığı olmakla birlikte, bir noktada birlik (icma) bulunmuş olur.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Üzerinde icma bulunan bir meselenin Kitap veya Sünnete dayanması gerekir. Çünkü hüküm koyma hakkı Allah ve Resulune aittir. Müctehidler kendiliklerinden hüküm koyamazlar.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Fakîhler, Ashâb-ı kirâmın icmaından başka icma üzerinde ittifak edememişlerdir. Sahâbilerin Şer'î hükümler üzerindeki icmaları tevâtürle sâbit olmuştur. Sahâbe devrinden sonraki hiçbir icma ise tevâtür yoluyla sâbit olmamıştır.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b> <span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">İcmasına bakılan topluluk Müslümanların geneli değil alimlerdir. Müslümanların geneli İslam’dan uzak bir hayat yaşamaktadır. Müslümanların icma ile yaptıkları haramlar var, şirk var, bidatler var. Bu durumda bu icma delil olacak bir icma değildir.</span></span></b></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Her ilim dalında o ilmin alimlerini icmasına bakılır. Örneğin hadis ilmin icma ararken hadis alimlerinin görüşlerine bakılır ve bunların görüşü esas alınır.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b> <span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: medium;">İnsanların çoğunluğu yanılgı içindedir.</span></span></b></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Müslümanlar sayıca çok olmasına rağmen İslam’ı gerçek manada anlamış tevhid ehli insanların sayısı neredeyse yok denecek kadar azdır. Bu duruma göre azınlıkta kalan bu insanlar o kadar insan karşısında azınlıktasınız o halde siz yanlış yoldasınız demek doğru olmaz.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;"><b> <span style="color: black;"><span style="font-size: small;">“Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.” </span></span></b> <span style="color: black;"><span style="font-size: small;">Enam 6/116</span></span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;"><b> <span style="color: black;"><span style="font-size: small;">“Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.”</span></span></b><span style="color: black;"><span style="font-size: small;"> Yunus 10/36</span></span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="font-family: Times New Roman;"><span style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Hz. Sevban (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (a.s.) buyurdular ki: <b> “Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır.” Orada bulunanlardan biri: <span data-mce-style="text-decoration: underline;"><u>“O gün sayıca azlığımızdan mı?”</u></span> diye sordu. “Hayır!” buyurdular. “<span data-mce-style="text-decoration: underline;"><u>Bilakis o gün siz çoksunuz</u></span>. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!” “Zaaf da nedir ey Allah’ın Rasûlü?” denildi. “Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!”</b> buyurdular. </span> <a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftn1" name="_ftnref1"><span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="color: black; font-family: Times New Roman;"><span style="font-size: small;">[1]</span></span><!--[endif]--></span></a></span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: black;"><span style="font-size: medium;">Hayra çağıran ve garipler olan bir topluluk kıyamete kadar var olacak</span></span></b></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="color: #000000; font-family: Times New Roman; font-size: medium;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Rabbimiz hayra çağıran topluluğun kıyamete kadar var olacağını ifade ederken bir topluluk olduğunu bildirmektedir. Demek ki hayra çağıracak olan Müslümanların geneli değil sadece bir topluluktur.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: black;"><span style="font-size: small;"> “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”</span></span></b><span style="color: black;"><span style="font-size: small;"> A’li İmran 3/104</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="color: #000000;"> <span style="font-size: small;"><span style="color: black;">Nebî (s.a.s.) şöyle buyuruyor: <b> "İslam garip olarak başladı ve tekrar başladığı gibi garip haline dönecektir. Gariplere müjdeler olsun.!"</b> </span></span><span style="color: black;"> <a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftn2" name="_ftnref2"><span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="color: black; font-family: Times New Roman;"><span style="font-size: small;">[2]</span></span><!--[endif]--></span></a></span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="color: black;">Sahabe onlar kimlerdir ya resulullah diye sorduklarında da:<b> "Onlar insanların bozduklarını düzeltirler"</b> buyurmuştur. Sahihtir. </span></span> <span style="color: black;"><a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftn3" name="_ftnref3"> <span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="color: black; font-family: Times New Roman;"><span style="font-size: small;">[3]</span></span><!--[endif]--></span></a></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: black;"><span style="font-size: small;">İşte bizde Allah’ın izniyle Kuran ve sünnetten deliller ışığında insanların sünnetten bozduklarını düzeltmeye çalışıyor ve hayra çağırıyoruz. Hayra çağıran garipler topluluğundan olmak istiyoruz.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="color: black;">Abdullah bin Mesud (rahimehullah) şöyle diyor:<b> “Cemaat, tek bir kişi bile olsa hakka uyandır.”</b> </span></span><span style="color: black;"> <a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftn4" name="_ftnref4"><span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="color: black; font-family: Times New Roman;"><span style="font-size: small;">[4]</span></span><!--[endif]--></span></a></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: black;"><span style="font-size: small;">İbn-i Mesud (radıyallahu anh)’ın söylediği şu söz günümüz için ne kadar geçerli ve ne kadar da doğru bir sözdür. O şöyle demiştir: </span></span><span style="font-size: small;"> <span style="color: black;"><b>“Fitneler sizi kapladığı gün haliniz ne olur? O gün büyükleriniz küçük görülecek, küçükleriniz büyük görülecektir. Sünnetler terk edildiği zaman insanlar (umursamadan) «Sadece sünnet terk edildi» diyeceklerdir. Orada bulunanlar «Bu ne zaman olacak» dediler. Abdullah bin Mesud, «Alimlerinizin ölüp gittiği, cahillerinizin çoğaldığı, Kur’ân okuyucularınızın arttığı, fakihlerinizin azaldığı, idarecilerinizin çoğaldığı, güvenilir kişilerinizin azaldığı, ahiret ameli karşılığında dünyalık menfaatlerin peşine düşüldüğü ve Allah’ın dinini yüceltmek dışında başka amaçlarla fıkıh tahsil edildiği zaman» dedi.”</b> </span></span><span style="color: black;"> <a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftn5" name="_ftnref5"><span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="color: black; font-family: Times New Roman;"><span style="font-size: small;">[5]</span></span><!--[endif]--></span></a></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="color: #000000; font-family: Times New Roman; font-size: medium;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Netice olarak İslam delil üzere bina edilmiştir. Delil ile hareket eden ve alimlerin icmasına bakarak hareket edenler sayıca azda olsalar çoğunluk onlardır. Biz Selefi salih’in denilen ilk üç neslin yolundan gidiyoruz. Bu topluluk nasıl garip idiyse bu gün bizlerinde garip olması çok normal.</span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span data-mce-style="color: #000000; font-family: Times New Roman; font-size: medium;" style="color: black;"> <span style="font-size: small;">Bize güvenmeniz için en önemli neden deliller ile hareket etmemizdir. </span></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;">.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: black;"><span style="font-size: small;">Musab Köylüoğlu</span></span></div>
<br />
<div style="mso-element: footnote-list;">
<!--[if !supportFootnotes]--><br />
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<!--[endif]--> <br />
<div id="ftn1" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftnref1" name="_ftn1"> <span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="font-family: Times New Roman; font-size: 10pt;">[1]</span><!--[endif]--></span></a> <span style="color: black;"><span style="font-size: x-small;">Ebu Davud, Melahim 5, (4297).</span></span></div>
</div>
<div id="ftn2" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftnref2" name="_ftn2"> <span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="font-family: Times New Roman; font-size: 10pt;">[2]</span><!--[endif]--></span></a> <span style="color: black;"><span style="font-size: x-small;">Müslim, İmân 232; Tirmizî, İmân 13</span></span></div>
</div>
<div id="ftn3" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftnref3" name="_ftn3"> <span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="font-family: Times New Roman; font-size: 10pt;">[3]</span><!--[endif]--></span></a> <span style="color: black;"><span style="font-size: x-small;">İbni Ebi Şeybe (8/134) Tahavi Müşkil (689) Taberani (6/164)</span></span></div>
</div>
<div id="ftn4" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftnref4" name="_ftn4"> <span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="font-family: Times New Roman; font-size: 10pt;">[4]</span><!--[endif]--></span></a> <span style="color: black;"><span style="font-size: x-small;">el-Lâlekâî, Şerhu Usuli İ'tikadi Ehl-i Sünneti Ve'l-Cemaa adlı eserinde rivayet etmiştir. Selefi Salihin Akidesi</span></span></div>
</div>
<div id="ftn5" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<a href="http://www.blogger.com/blog-this.g?t&u=http://www.rahmet.org/toplumun-degil-alimlerin-icmasi-huccettir.html&n=TOPLUMUN+DE%C4%9E%C4%B0L+AL%C4%B0MLER%C4%B0N+%C4%B0CMASI+H%C3%9CCCETT%C4%B0R&pli=1#_ftnref5" name="_ftn5"> <span class="MsoFootnoteReference"><!--[if !supportFootnotes]--> <span style="font-family: Times New Roman; font-size: 10pt;">[5]</span><!--[endif]--></span></a> <span style="color: black;"><span style="font-size: x-small;">Darimi, Hadis No: 192.</span></span></div>
</div>
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-39885410824549931472013-08-11T14:48:00.002+03:002013-12-04T09:59:22.649+02:00GAYRI MÜSLİMLERİN CENNET GİRMESİ<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9aEcd37tEMnQmqWUQ2NHw9q0O-SpjvyfR_QUwna3NRjj55dhjDwGkY5q0XQfkYKFBDT51kpM7X0hR3J4I4k0j25CiFtYK0RyPt8AdzFaRgLdh2yt9ukx9UnPzRbiAMhPmPovGF4iR87Q/s1600/cennetgiri3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9aEcd37tEMnQmqWUQ2NHw9q0O-SpjvyfR_QUwna3NRjj55dhjDwGkY5q0XQfkYKFBDT51kpM7X0hR3J4I4k0j25CiFtYK0RyPt8AdzFaRgLdh2yt9ukx9UnPzRbiAMhPmPovGF4iR87Q/s1600/cennetgiri3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9aEcd37tEMnQmqWUQ2NHw9q0O-SpjvyfR_QUwna3NRjj55dhjDwGkY5q0XQfkYKFBDT51kpM7X0hR3J4I4k0j25CiFtYK0RyPt8AdzFaRgLdh2yt9ukx9UnPzRbiAMhPmPovGF4iR87Q/s320/cennetgiri3.jpg" width="320" /></a></div>
Müslüman olmayan insanlar derken herhalde Müslüman olmayan çocuklar demek istediniz.<br />
<div style="text-align: justify;">
İman etmedikçe hiçbir kimse cennete giremez. Ne kadar iyilik yaparsa yapsın illa ki İslam’ı din olarak kabul edip iman etmedikçe cennete giremez.</div>
<div style="text-align: justify;">
<strong>“Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, o kimseden bu din asla kabul edilmez ve o, âhirette kaybedenlerden olur.”</strong> Âl-i İmran suresi 3/85</div>
<div style="text-align: justify;">
<strong>“Allah nezdinde hak din İslâm'dır….”</strong> Âl-i İmran suresi 3/19</div>
<div style="text-align: justify;">
Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: <strong>“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız...”</strong> Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<strong>HİÇ BİR KİMSE İSLAM'A TABİ OLMADIKÇA CENNETE GİREMEZ.</strong></div>
<div style="text-align: justify;">
Daha önceki dönemlerde yaşayan ve kendi şeriatlerinden sorumlu olan cennete gidecek ama İslam’ın gelişiyle birlikte Kuran’a tabi olmadıkça asla cennete gidemeyecek.</div>
<div style="text-align: justify;">
“De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve <strong><span style="text-decoration: underline;">Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.”</span></strong> Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.” Maide 5/68</div>
<div style="text-align: justify;">
“<strong>Şüphesiz inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır”</strong> (diye hükmedilmiştir.)” Maide 5/69</div>
<div style="text-align: justify;">
<strong>“<span style="text-decoration: underline;">Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir.</span> O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. <span style="text-decoration: underline;">Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.</span>”</strong> Araf 7/157</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-53374439880471277392013-08-11T14:34:00.001+03:002013-12-04T09:59:42.550+02:00İSLAM ÇOK EŞLİLİĞİ EMRETMİYOR SADECE RUHSAT VERİYOR<strong></strong><strong></strong><div style="text-align: justify;">
<strong><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin_z78gGwbpkbMrkzADGgfpbGpuoXTrOLi3vcSB84MfVW_4yvCYhnDp1tO0liS4AmRvKOsSej8QonGjhOYDgNmHbI1Ed2cUjY2z7guYo6AOokRRcuoyD-2jWtWaQVzQlJBp9bMIr6NuYI/s1600/cokes.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin_z78gGwbpkbMrkzADGgfpbGpuoXTrOLi3vcSB84MfVW_4yvCYhnDp1tO0liS4AmRvKOsSej8QonGjhOYDgNmHbI1Ed2cUjY2z7guYo6AOokRRcuoyD-2jWtWaQVzQlJBp9bMIr6NuYI/s1600/cokes.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="140" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin_z78gGwbpkbMrkzADGgfpbGpuoXTrOLi3vcSB84MfVW_4yvCYhnDp1tO0liS4AmRvKOsSej8QonGjhOYDgNmHbI1Ed2cUjY2z7guYo6AOokRRcuoyD-2jWtWaQVzQlJBp9bMIr6NuYI/s200/cokes.jpg" width="200" /></a></strong><br />
<br /></div>
<strong>
</strong><br />
<div style="text-align: justify;">
Rabbimizin dörde kadar evlenin eğer adaletli olamazsanız tek olanla yetinin emri bir tavsiyedir ve ruhsattır. Eğer böyle olmasaydı yani farz olan bir emir olsaydı o takdirde bütün Müslüman erkeklerin dört evlilik yapmaları farz olurdu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<strong> “Eğer, yetim kızlara adil davranamamaktan korkarsanız, (onları değil) sizin için uygun olan başka kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenin. Adil olamayacağınızdan korkarsanız bir tane ile veya sahip olduğunuz cariye ile evlenin. Bu, haksızlık etmemeniz için daha elverişlidir.”</strong> Nisa 4/3</div>
<div style="text-align: justify;">
Evlilik için verilen bu ruhsat savaş dönemlerinde bütün erkekleri cephede ölen bir toplum için kullanılabilecek bir imkandır. Bu ruhsat verilmeseydi. Kadınlar kiminle evlenecekti. Evlenecek erkek bulmayan kadınların zina günahına bulaşabilme ihtimali çok yüksek değil midir? Bu ayetleri sadece günümüz şartları için anlamaya çalışmamalıdır.</div>
<div style="text-align: justify;">
Günümüzde insanların bir çoğu gayrı resmi birliktelikler yaşamaktadır. Bunu resmiyete dökmedikçe yani nikah altına almadan gizli yaptıkça zinaya kimse sesini çıkarmamakta, abes karşılamamakta, bu durum hovardalık olarak görülmekte ve hatta gençtir olabilir şeklinde karşılanmaktadır.</div>
<div style="text-align: justify;">
Oysa Bir Müslüman Allah’ın helal kıldığı bir ikinci evlilik yaptığında namussuzlukla, kötü gözlülükle, ahlaksızlıkla suçlanmakta ve toplum tarafından sanki zina etmiş gibi kötü karşılanmaktadır. Toplum tarafından eleştiri, psikolojik baskı ve dışlamalarla karşı karşıya gelmektedir.</div>
<div style="text-align: justify;">
Rabbimiz kullarının zina etmemesini, gayrı meşru ilişkiler kurmamasını ve birbirlerinin ırz ve namuslarına ilişmemesini emretmektedir. Zinaya yaklaşmayın buyurarak bırakın zina etmeyi yanına dahi yaklaşılmasını yasaklamaktadır. Düşünebiliyor musunuz yaratıcımız ne kadar muhteşem ve kullarının üzülmemesi için ne kadar hassas. Çünkü insanlar bu yüzden birbirini üzmekte başkasının namusuna ilişmekten hiç çekinmemekte ve hatta öldürmektedir.</div>
<div style="text-align: justify;">
Batı ülkelerinde evlilik diye bir şey dahi kalmamış ve hatta bitme noktasına gelmiştir. İnsanlar bir araya geliyorlar, bir süre evli gibi yaşıyorlar ve sıkılınca da ayrılıp, bir başkasını buluyorlar. Zahmetli olduğu için çocuk yapılmıyor ve genç nesil olmuyor. Bu yüzden Avrupa da nüfus gittikçe yaşlanıyor. Bu ilişkiler olsa daha mı iyi olacak.</div>
<div style="text-align: justify;">
Böyle gayrı meşru ve toplumu ifsad edici ilişkiler kurmaktansa Rabbimizin birden fazla nikaha ruhsat vermesinin hikmetlerini doğru anlamaya çalışmalıdır. Kullarını en iyi tanıyan Allah Subhanehu ve Tealadır. O halde kullarının dünya ve ahirette mutlu olabilmesi için gereken emirleri içeren İslam mükemmel bir dindir. Rabbimizin razı oldum ve tamamladım buyurduğu İslam’ın emirlerini beğenmeyenler Allah’a isyan etmiş olurlar.</div>
<div style="text-align: justify;">
Benim kafama yatmıyor diyenler, emirleri beğenmeyenler, sırf kocalarının bir başkasıyla evlenmesini istemediği için Allah’ın ruhsat verdiği bir şeyi küçümseyenler ve kabul etmeyenler Allah’ın tamamladım buyurduğu dine eksiklik isnad etmiş olurlar.</div>
<div style="text-align: justify;">
Oysa yapılması gereken İslam’ı kendimize çekmek değil, İslam’ kendimizi teslim etmektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<strong> Sonuç olarak şunu ifade edelim: </strong></div>
<div style="text-align: justify;">
Eşiniz şayet ikinci bir evlilik yapmak isterse sizden izin alması gerektiği hakkında Kuran ve sünnette bir delil yok.</div>
<div style="text-align: justify;">
İslam’da çok eşlilik yoktur ve yapılmamalıdır gibi bir şeyi söylemek mümkün değildir. Ancak günümüz Türkiye artlarında çok eşlilik oldukça abes karşılanmakta ve kültürümüz bunu kaldıramamaktadır. Çok evlilik yapanlar hem maddi hem de manevi büyük sorunlarla karşı karşıya gelmekte ve eşler arasında adaleti sağlayamamaktadır. Bu durumda Rabbimizin tavsiyesine uyup, tek eşlilikle yetinmek gerekir.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
Musab Köylüoğlu</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-4524789285942676742013-08-11T14:04:00.001+03:002013-12-04T09:59:54.352+02:00ÖRTÜNME EMRİ ASLINDA HER İKİ CİNSE DE VAR<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1kEJFBuJkNLCzF6hoDHmv4JxJyusJzlOD0n6IaJrQSdOGI50v45ZAJRWxa9Mke7zuC2KkGkwVLT5in0IgWsm8vUumJks0Pitj5_83n-_Zn7Fn06gIZWV-QPPf7GoJ53iEXafwN7tomBU/s1600/basortusu3.gif" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1kEJFBuJkNLCzF6hoDHmv4JxJyusJzlOD0n6IaJrQSdOGI50v45ZAJRWxa9Mke7zuC2KkGkwVLT5in0IgWsm8vUumJks0Pitj5_83n-_Zn7Fn06gIZWV-QPPf7GoJ53iEXafwN7tomBU/s200/basortusu3.gif" width="157" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;">ÖRTÜNME EMRİ ASLINDA HER İKİ CİNSE DE VAR</span></strong><span style="color: #222222;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Bütün canlılar çift yaratılmıştır. İnsan da bir erkek ve dişiden yaratılmıştır. Hayat içerisinde adeta birbirine muhtaç olarak yaratılmıştır. Rabbimizi bütün canlıların erkek ve dişileri arasında bir birini çeken ve birbirine arzu duyan duygular ve etkileşimler yaratmıştır. Bu arzu canlıların çiftleşmesi ve neslini devam ettirmesini sağlamaktadır. Eğer bu istek olmasaydı canlıların aklına çiftleşmek her zaman gelmeyecek ve doğada bazı varlıkların nesli tükenip gidecekti. İnsan haricindeki diğer canlılarda çiftleşme evlilik, haram, helal, imtihan ve ayıp gibi durumlar söz konusu değildir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Ancak Rabbimiz bütün canlılarda olduğu gibi erkek ve kadın arasında da bir birini çeken ve arzu duyan duygular yaratmıştır. Hayvanlardan farklı olarak insanları imtihana tabi tutmuş ve cinsel ilişkilerinde bir takım düzenlemeler ve yasaklar getirmiştir. Bu arzular ve yasaklar ile Rabbimiz kullarını imtihan etmektedir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;">Kadın erkek gibi değildir. Tepeden tırnağa mücehhez bir varlık olan kadın da erkeğin ilgisini çeken şeyler vardır.</span></strong><span style="color: #222222;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Örneğin kadın kadının vücut hatlarının belli olması erkeği etkiler, saçlarını sallaması, gülmesi, konuşması ve bütün hareketleri etkileyicidir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Oysa kadınlar erkeklerin seslerinden ve vücut hatlarının belli olmasından erkekler gibi etkilenmezler. Çünkü onlardaki duygular erkeklerdeki gibi değildir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Erkekte ise aynı durum söz konusu değildir. Bunu anlayabilmek için erkek olmak gerekir. Yani kadınlar kendi pencerelerinden bakarak bu durumu anlayamazlar.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Günümüzde haber kaynaklarından çokça karşılaşıyor ve okuyoruz; erkeklerden öyle sapıklıklar ortaya çıkıyor ki akıl almaz şeyler bunlar.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Adam kadınları bırakın erkeklere, küçük çocuklara, erkek çocuklarına, eşeğe, köpeğe ve hatta tavuğa bile tecavüze ilişebilmektedir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Bu akıl almaz işleri erkek yapabilecek kadar yoldan çıkabilmektedir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Bu anlatılan sapıklıkları hep erkekler yapmaktadır. Kadınlardan bu tip sapıklıkları yapanlar yok denilecek kadar azdır.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">İşte bu durum erkeklerle kadınların çok farklı yaratıldığını ortaya koyuyor. Çarşıda pazarda kadınlar açık saçık ve vücut hatlarını belli eden ve güzel kokular sürünerek çıktıklarında istisnasız gören bütün erkekleri tahrik etmektedir. İman edenler ve Allah'tan korkanlar yüz çevirmekte ancak Allah'ın emirlerinden habersiz olan insanlarda bunu seyretmekte ve günaha girmektedir. Günahkar ve kalpleri kararmış insanlar da yukarda bahsettiğim sapıklıklara başvurabilmektedir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Allah'ın kullarını Allah (c.c.)'dan daha iyi kimse bilemez. Rabbimiz kullarını çok iyi bildiği için örtünme emrini vermektedir. Demek ki istisnasız bütün erkeklerin etkileşimi söz konusu olduğu için Rabbimizi bu yasakları koymuştur.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Zinayı bırakın yanına yaklaşmayı dahi yasaklamaktadır. Çünkü biliyor ki yaklaşanlar bu ateşe düşer.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;">"Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur."</span></strong><span style="color: #222222;"> İsra 17/32<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Ben etkilenmem diyen yalan söyler istisnasız bütün erkekler kadından etkilenir. Ve hatta peygamberler dahi aynıdır.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Allah'ın elçisi Hz. Yusuf (a.s.) dahi peygamber olmasına rağmen neredeyse kadından etkilenip zinaya düşebilecekken diğer erkeklerin kadından etkilenmemesi mümkün değildir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;">"Evinde bulunduğu kadın (gönlünü ona kaptırıp) ondan arzuladığı şeyi elde etmek istedi ve kapıları kilitleyerek, “Haydi gelsene!” dedi. O ise, “Allah’a sığınırım, çünkü o (kocan) benim efendimdir, bana iyi baktı. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler” dedi." </span></strong><span style="color: #222222;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;">"Andolsun ki, kadın ona meyletti. <u>Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti.</u> İşte böylece biz, kötülük ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için (delilimizi gösterdik). Şüphesiz o ihlâslı kullarımızdandı." </span></strong><span style="color: #222222;">Yusuf 12/23-24<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
Erkek ve kadın aynı özelliklerde yaratılmamıştır. Bunu Allah (c.c.)'dan daha iyi kim bilebilir. Kullarını en iyi bilen Rabbimiz kadına haramda yüz çevirmesini ve örtünmesini emrederken, erkeklere de haramdan yüz çevirmesini emretmektedir.<o:p></o:p></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;">"<u>Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar</u>, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır."</span></strong><span style="color: #222222;"> Nur 24/30<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><u><span style="color: #222222;">"Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar..."</span></u><span style="color: #222222;"> Nur 24/31</span></strong><span style="color: #222222;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Kadınların örtünmesi gibi erkeklerinde vücut hatlarını belli edecek derecede dar elbiseler giymesi de caiz değildir.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;">Netice olarak;</span></strong><span style="color: #222222;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<strong><u><span style="color: #222222;">Rabbimiz erkeklerin gözüne ve kadınların da hem gözüne hem de bedenine örtünme emrini</span></u><span style="color: #222222;"> vermektedir. </span></strong></div>
<div style="text-align: justify;">
<strong><span style="color: #222222;"></span></strong> </div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #222222;">Musab Köylüoğlu</span></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-45903337917759724652013-08-08T11:39:00.000+03:002013-12-04T12:09:54.248+02:00Zikir Belgeseli<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtiWXHe2J-GPaqs1RoaE42ecqBVdJbqK5HRE2lNVPHg0yTPqRYlO51_3cuzQDcKM0xwT1QrgofB042iabh4Q05i0qFXkdvNqc18QG7wn8HjmKCx4HMat_CaO-VviWglKNKo8quaNwFbbk/s1600/zikir.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtiWXHe2J-GPaqs1RoaE42ecqBVdJbqK5HRE2lNVPHg0yTPqRYlO51_3cuzQDcKM0xwT1QrgofB042iabh4Q05i0qFXkdvNqc18QG7wn8HjmKCx4HMat_CaO-VviWglKNKo8quaNwFbbk/s200/zikir.png" width="180" /></a>Birisi çıkar derki; Ben öyle bir zikir şekli buldum ki çok faydalı. Birisi der ki; Allah'ı raks ederek, dönerek zikretmek öyle bir zikirdir ki Allah aşkını en güzel böyle ifade edebilirsin. Birisi derki; rabıta diye bir şey buldum ki ibadetler için tam bir motivasyon sağlıyor. Birisi çıkar bir zikir meclisi oluşturalım birkaç bin Allah birkaç yüz ihlâs okuyalım geçmiş büyüklere bunları hediye edelim onlar bizi tanısın ki ruhaniyetleri bize yardım etsin. Ve bunun arkası kesilmeyerek dinin içerisine birçok yenilik girer. Ve sonunda din peygamberin bıraktığı halinden uzaklaşarak hurafelerle dolar.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<object height="360" width="570"><param name="movie" value="//www.youtube.com/v/3hTg4zCocIM?hl=tr_TR&version=3"></param>
<param name="allowFullScreen" value="true"></param>
<param name="allowscriptaccess" value="always"></param>
<embed src="//www.youtube.com/v/3hTg4zCocIM?hl=tr_TR&version=3" type="application/x-shockwave-flash" width="570" height="360" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-82129247622446793092013-08-07T11:45:00.000+03:002013-12-04T12:17:23.736+02:00Tevbe Belgeseli<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbSKtGJLTABSI9sjIGExfD9LW4nguvqpWBeqYvyijoZ_jdrnXedwSGQkM05eONrvrXr5EJ5YmfFdIaNqj1E4qvpUTvQA_BnUoiaipa0uLTalkfu5RQZcBScBrgYY0xFky0lnjM_Zm4WDg/s1600/tevbe.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="131" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbSKtGJLTABSI9sjIGExfD9LW4nguvqpWBeqYvyijoZ_jdrnXedwSGQkM05eONrvrXr5EJ5YmfFdIaNqj1E4qvpUTvQA_BnUoiaipa0uLTalkfu5RQZcBScBrgYY0xFky0lnjM_Zm4WDg/s200/tevbe.jpg" width="200" /></a></div>
Tevbe için evvela yapılan günahı terk etmek, bu günah nedeniyle pişmanlık duymak, bir daha işlememeye ihlâslı bir şekilde kesin karar vermek ve varsa hak sahibiyle helalleşmek gerekmektedir. Yoksa samimiyetten ve olayın bilincinden uzak tevbeler bir şey ifade etmez. O halde samimi bir tevbe ile Allah'a yönelmelidir.</div>
<br />
<div style="text-align: center;">
<object height="360" width="570"><param name="movie" value="//www.youtube.com/v/HtWMw8c1urc?hl=tr_TR&version=3"></param>
<param name="allowFullScreen" value="true"></param>
<param name="allowscriptaccess" value="always"></param>
<embed src="//www.youtube.com/v/HtWMw8c1urc?hl=tr_TR&version=3" type="application/x-shockwave-flash" width="570" height="360" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-73157808643340078542013-08-07T11:42:00.000+03:002013-12-04T12:18:08.415+02:00Kabir ve Türbe Belgeseli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjynCeA82OopNahvrCO4yohDnEO07ErBOxPx7Pqm-Www_bU_F4UA2MaHk-JlI5tKzM0fak6lIXylUlRHmICOKilCPbnn7__-IDnWLBdxD2po8gsTEx4TWaH8UCVDSSqiM9Xt3DUfCfAs80/s1600/kabir.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjynCeA82OopNahvrCO4yohDnEO07ErBOxPx7Pqm-Www_bU_F4UA2MaHk-JlI5tKzM0fak6lIXylUlRHmICOKilCPbnn7__-IDnWLBdxD2po8gsTEx4TWaH8UCVDSSqiM9Xt3DUfCfAs80/s200/kabir.png" width="171" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
İslam dini hayatın her alanında yapılması gerekenleri ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştur. Hayatın sona ermesiyle başlayan cenaze, defin kabir ve kabir ziyareti esnasında yapılması gerekenler de yine ayrıntılı bir şekilde Allah ve resulü tarafından ortaya konulmuştur. Ölen birisinin kabrinin nasıl olması gerektiği de yine ayrıntılı olarak bildirilmiştir. Ancak insanlar tevhidden zamanla uzaklaşarak çeşitli taşkınlıklar yapmışlardır. En çok sapıklığın yaşandığı yerlerin başında da kabirler gelmektedir.</div>
<br />
<div style="text-align: center;">
<object height="360" width="570"><param name="movie" value="//www.youtube.com/v/c8ZbBxLFnyU?hl=tr_TR&version=3"></param>
<param name="allowFullScreen" value="true"></param>
<param name="allowscriptaccess" value="always"></param>
<embed src="//www.youtube.com/v/c8ZbBxLFnyU?hl=tr_TR&version=3" type="application/x-shockwave-flash" width="570" height="360" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-24574434490880086952013-07-24T16:41:00.001+03:002013-12-04T10:00:29.716+02:00Sahurda davul çalmak ve tasavvuf musikisi<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqS6J22m_PVWY8Z7HGNbcIWzqs94fcrWm6xjD9Pqh758CuGiPhmtC1p2qCZuaoyT10C4jIx-29p1MxVnVRZ64Vf9-M5ZdsPHWM0pixXhFyIUCkX4PAQa-2xnqC-ZcxxywGr-dev1G9Z0I/s1600/davul.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="187" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqS6J22m_PVWY8Z7HGNbcIWzqs94fcrWm6xjD9Pqh758CuGiPhmtC1p2qCZuaoyT10C4jIx-29p1MxVnVRZ64Vf9-M5ZdsPHWM0pixXhFyIUCkX4PAQa-2xnqC-ZcxxywGr-dev1G9Z0I/s200/davul.jpg" width="200" /></a>Davul Peygamberimiz tarafından haram kılınmıştır. Çalgı aletleri İslam'a göre haramdır. Ramazan aylarında çalınan davul da sonradan ortaya çıkarılmış bir bidattir. Peygamberimiz ve sahabesi tarafından asla yapılmamış bir şeydir. Bunun örf olduğunu söyleyenler var ancak şu bilinmelidir ki; İslam'a uymayan hiç bir örf adet kabul edilmez.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="375" src="//www.youtube.com/embed/2Iib8LMYnCY" width="590"></iframe><br />
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-23318536583256381812013-07-24T16:40:00.001+03:002013-12-04T10:00:44.149+02:00Zekat emrini doğru anlıyormuyuz?<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZfzoDxVFA_KSEz0gM1LVVx8xd1-EAGOXDOaWRMiy7pYFoEPTSWnNWDJzgaFDEo4OJ_er0CCUeN5QXzz2Tt8PHMU0T4v1eaMKxxzQfaM6Qq_UIKXnmM_1Fi69FRQ2WIQEwiNXuQcGO0iA/s1600/1820.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZfzoDxVFA_KSEz0gM1LVVx8xd1-EAGOXDOaWRMiy7pYFoEPTSWnNWDJzgaFDEo4OJ_er0CCUeN5QXzz2Tt8PHMU0T4v1eaMKxxzQfaM6Qq_UIKXnmM_1Fi69FRQ2WIQEwiNXuQcGO0iA/s1600/1820.jpg" /></a></div>
Zekat emri dinimizin son derece önem verdiği bir emir iken tam manasıyla idrak edilmiyor. Rabbimiz onlarca ayette ısrarla namaz ve zekatı emrediyor. Bu kadar üzerinde durulan bir emir nasıl olurda sadece yardım paketi dağıtmaya indirgenir?<br />
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="375" src="//www.youtube.com/embed/c19AyGVHc8w" width="590"></iframe><br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-84238110483786815752013-07-24T16:39:00.001+03:002013-12-04T10:01:04.027+02:00Düğünlerimizi İslam'a uygun yapıyor muyuz?<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_Fhfx2FLLODNx1okJMbNWm_Eg3Mt_sK29x7HjQ7GAhXuv9nxnahlOfwmgrVb9lOZI-iNq46XAI6Hd9WVpyWby3AHOHDRnonZuW7xjGHgaUKAVTyihDTXoPnB6PFZLwcIV5OA49NF7exs/s1600/03-09-2012-33621600.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_Fhfx2FLLODNx1okJMbNWm_Eg3Mt_sK29x7HjQ7GAhXuv9nxnahlOfwmgrVb9lOZI-iNq46XAI6Hd9WVpyWby3AHOHDRnonZuW7xjGHgaUKAVTyihDTXoPnB6PFZLwcIV5OA49NF7exs/s200/03-09-2012-33621600.jpg" width="200" /></a> Günümüzde yapılan düğünlerin çok büyük bir çoğunluğu İslam'a uygun olmayan düğünlerdir. Dindar insanlar dahi çoğunlukla caiz olmayan şekilde düğün yapıyor. Bu hususta yeterli araştırma yapmayan ve bilgi sahibi olmayan Müslümanlar nasıl düğün yapacağını dahi bilmiyor. Sadece kafasında oluşturduğu doğrulara göre ve örf haline gelen batıl yollarla düğün yapmaktadır.</div>
<div style="text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="375" src="//www.youtube.com/embed/AhxKZBxNDuc" width="590"></iframe><br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-53010787988204965862013-07-24T16:38:00.001+03:002013-12-04T10:01:27.080+02:00Tam İlmihal - Ebedi saadet mi, edebi felaket mi?<div style="text-align: justify;">
</div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbLdtDNGT_0G_uDJ9kgI_25iINCo6bfQgC3VBJVvHZFlupYhBSUjSJcXnMkchTxf8CSNjURnkTTqhAcZQGj8hGvnl9-nR055_vJ_ehuWG2yVhPCPEVW4fBLLUi1LENyOOspD8EP9YBis4/s1600/Bbbbtamilmihal943.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbLdtDNGT_0G_uDJ9kgI_25iINCo6bfQgC3VBJVvHZFlupYhBSUjSJcXnMkchTxf8CSNjURnkTTqhAcZQGj8hGvnl9-nR055_vJ_ehuWG2yVhPCPEVW4fBLLUi1LENyOOspD8EP9YBis4/s200/Bbbbtamilmihal943.jpg" width="200" /></a>İnsanları sakın Kuran okumayın anlamazsınız, hadisleri siz okuyunca yanlış anlarsınız diyerek ilmihal okumaya çağıran bir zihniyetin Tam olarak kabul ettiği ilmihal kitabını okumaya sevk ettiklerini görüyoruz. Peki bu kitap neler anlatıyor hep birlikte görelim.<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="375" src="//www.youtube.com/embed/fCJvgQ5zmZA" width="590"></iframe><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
</div>
Unknownnoreply@blogger.com21tag:blogger.com,1999:blog-6532081785382898189.post-18624790764132726852013-07-24T16:37:00.001+03:002013-12-04T10:01:45.965+02:00Osman Ünlü'ye Reddiye - Musab Köylüoğlu<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB8yhvXmU0UIl8yrqnbgykACdawMboOLN3NGWsE4Q51-5JFzbtYz7m9_xOk75LxCIEwzFKQQm2Gch49GirIVRb9YJmSFoZEJSgyhNcqdLPTMjKiVzdiN-Z1O37RmarXXq4eHDBsUrLV70/s1600/v201201051156060828764_mp4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiB8yhvXmU0UIl8yrqnbgykACdawMboOLN3NGWsE4Q51-5JFzbtYz7m9_xOk75LxCIEwzFKQQm2Gch49GirIVRb9YJmSFoZEJSgyhNcqdLPTMjKiVzdiN-Z1O37RmarXXq4eHDBsUrLV70/s200/v201201051156060828764_mp4.jpg" width="200" /></a></div>
TGRT televizyonunda ve radyosunda insanlara dini bilgiler veren bu zat hadsiz ve hesapsız bir şekilde önüne gelene Vahhabi damgası vuruyor. İnsanlara delilden uzak bir şekilde cevaplar vererek insanlarımızı yanlış bilgilendiriyor.</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="375" src="//www.youtube.com/embed/GFbglrKAvkU" width="590"></iframe><br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
</div>
Unknownnoreply@blogger.com3